Kolesterol Kolesterol insan yasami icin onemlidir. Hücre membraninin yapi tasidir, östrojen ve testesteron gibi sex hormonlarinin yapiminda kullanilir ve sindirime yardimci olmasi icin safra asitlerine dönüstürülür, beyin ve sinir dokusunda bulunur. Bu fonksiyonlari yerine getirmek icin karaciger yeterince kolesterol üretmektedir. Kan dolasimindan hücrelere lipoprotein adli özel proteinlerle tasinir. Lipoprotein trigliserit ve kolesterolden olusmustur, fosfolipitlerle cevrilidir ve dis yüzeyinde kan dolasiminda rahatca hareket etmesi icin su gecirmez proteinler bulunmaktadir. Lipoprotein tip icerdikleri protein, kolesterol, trigliserit miktarina göre degisir. Enönemli lipoproteinler HDL (high density lipoprotein) ve LDL'dir(low density lipoprotein). Kolesterol et ve organ etleri ve süt ürünleri gibi hayvansal kaynaklarda bulunmaktadir. Bitkisel kaynakli besinlerde kolesterol bulunmamaktadir. Kolesterol kalp hastaliklarina nasil yol acar? LDL lipoprotein 'kötü' kolesterol olarak bilinir cünkü yükselmis LDL kolesterol koroner kalp hastaligi riskini artirir. LDL oksitlenir ve arter duvarlarina cöker bu duruma atheroskleroz ya da damar sertlesmesi denir. Kalp kaslarina O2 ve kan getiren damarlara koroner arter denir. Koroner arterler atherosiklerozis'den dolayi daralirsa yeterli kan ve O2 saglamakta güclük cekerler. O2 yetersizligi kalp krizine götürebilecek gögüs agrilarina neden olur . Her yil Amerika'da yaklasik 600.000 kisi bu nedenle kalp krizi gecirmektedir. HDL büyük miktarda protein ve az bir miktarda da kolesterol icermektedir. Ayrica kolesterolün arter duvarlarindan atilmasina da yardimci olur ve bireyi atheroskleroza karsi korur bu nedenle 'iyi' kolesterol olarak da bilinir. Koroner kalp hastaligi risk faktörleri Yükselmis kolesterol, sigara icimi, yüksek kan basinci, 45 yas sonrasi erkekler ve 55 yas sonrasi kadinlar, sismanlik risk faktörlerindendir. Sigara icimine ve kan basincina ek olarak kan kolesterolü de koroner kalp hastaliginda kontrol edilebilir risk faktörlerindendir. Kan kolesterolünü düsürmek arter sertlesmesini de yavaslatir ve plak olusumunu durdurur. Klinik calismalar kolesterol seviyesinde %1'lik azalmanin kalp krizi riskini %2 azalttigini göstermistir. Kolesterol seviyesi 20 yas üzeri bireylerin her 5 senede bir kolesterol seyiyelerini ölctürmeleri önerilir. IYI SINIR KÖTÜ total kolesterol 200'den az 200-240 240'den fazla HDL kolesterol 45'den fazla 35-45 35'den az LDL kolesterol 130'dan az 130-160 160'dan fazla * Degerler mg/dl cinsindedir. Trigliserit miktari 200mg/dl'nin üzerine ciktiginda cok yüksek sayilir. Trigliserit nedir? Trigliserit yagin ana formudur. Seviyesi yag miktari ve alkol alinimiyla etkilenir. Yüksek trigliserit (500'den fazla) pankreas iltihaplanmasina sebep olabilir. Trigliserit miktari ac karnina ölcülmelidir. Kolesterol seviyesini ne etkiler? Hem kalitimin hem de dietin bireyin LDL, HDL ve total kolesterol seviyesinde büyük bir etkisi vardir. Her 500 hastadan birinin kalitimsal olarak LDL kolesterol anormalligi vardir. Bu hastalarin yag alimlari normal seviyede olsa bile kan kolesterolleri yüksektir. Doymus yaglarin kullanimi kan kolesterolünü artirir. Biliyoruz ki yaglar doymus ve doymamis olarak 2'ye ayrilir. Doymus yaglar ette ve süt ürünlerinde bulunur. Doymamis yaglar ise bitkisel yaglarda bulunur. Doymus yaglarin aksine doymamis yaglar kan kolesterolünü artirmaz hatta bazen düsürür. Yüksek kolesterol ve trigliserit nasil tedavi edilir? Diet, kilo kaybi ve düzenli eksersiz en önemli adimlardir. Diette doymus yaglarin azaltimi kolesterolü düsürmenin en etkili yoludur. Kolesterol aliniminin günde 300 mg'da limitlemek komplex karbonhidrat tüketimini artirmak kolesterol miktarini % 10-15, trigliserit miktarini da %15-20 oraninda azaltir. Diger yönden diet degisimine ragmen halen yüksek kan kolesterolü devam eden bireylerde ilac terapisi uygulanir. Niacin yeterli seviyede verildiginde total kolesterol ve trigliserit miktari azalir ve HDL miktari artar. Ancak yüzde ve deride meydana gelen kizariklik hissi en yaygin yan etkisidir. Ayrica karaciger iltihaplanmasina da yol acabilir. Cholestyramine (Questran) ve colestipal (Colestid) safra tuzunu barsakta baglar ayrica yagin ve kolesterolün fecesle atilmasini saglar. Kolesterolü %20 azaltir ancak trigliserit seviyesini artirir. Bu ilaclarin mide bulantisi, konstipasyon, siskinlik ve hazimsizlik gibi yan etkileri vardir. Diger yandan mideden ve barsaktan diger ilaclarin absorbsiyonlarini engeller. Gemfibrozil (lopid) 'in kolesterolü azaltmada etkisi limitlidir, fakat etkili sekilde trigliseriti düsürür, HDL seviyesini %40 artirir. Yan etkilerine fazla rastlanmaz. En etkili ve yaygin kullanilan ilaclar karacigerde kolesterol yapimini bloke eder. Bu ilaclara statin adi verilir. Total kolesterolü %25, LDL miktarini %35 azaltir ve HDL miktarini %10 artirir. Bazi hastalarda tek ilacin kullanimi yeterli olmayabilir, böyle hastalarda birden fazla kolesterol düsürücü ilac kombinasyon halinde uygulanir. Örnegin cholestyramine veya colestid niasinle, gemfibrozil ya da statin ilaclarla kullanilir. This article is used with permission |
akut kulak iltihabi Orta kulak iltihabidir. Orta kulakta iltihabi (seröz otitis media) orta kulakta fazla sivinin birikmesiyle meydana gelir. Bunun nedeni hem orta kulakta asiri sivi salgilanmasidir hem de östaki borusunun kapali olmasidir. Fazla sivinin bulunmasi kulagi irite ve iltihapli hale getirir. Sivinin yaptigi basinc kulak zarinin yirtilmasina yol acabilir. Bunun tersine yirtik kulak zari bakteri ve viruslerin orta kulaga girmesine yol acarak yine iltihaba yol acar. Kulak enfeksiyonlari her 100 kisinin 3'ünde görülür. Herkesi etkileyebilir ancak cocuklar arasinda daha yaygindir cünkü östaki borusu kisa, dar ve yetiskinlere göre daha horizontal yapidadir. Enfeksiyonlara karsi vücut direncini azaltan hastaliklar, kalabalik ya da sagliksiz yasam kosullari, genetik faktörler, yüksek rakim, soguk iklim, bebeklerin biberonla beslenmesi akut otitis media icin risk faktörlerindendir. Korunma yollari Bebekleri beslenme sirasinda oturur pozisyonda tutmak. Tekrarlanan kulak enfeksiyonu olan cocuk ve bireyler icin respiratuar enfeksiyon sirasinda nazal spreyler, koruyucu antibiyotikler önerilir. ( Nazal spreyler kisa bir süre icin verilir. Uzun dönem kullanimi nazal spreye bagimlilik yapar veya tikanikligi daha kötü hale getirebilir) Semptomlari Kulakta agri ve basinc,doluluk hissi, drenaj, isitme kaybi, ates, titreme, sinirlilik, kusma, mide bulantisi, ishal akut kulak iltihabi semptomlaridir. Yapilan testler sonucu kulak zari arkasinda kizariklik, kabarciklar veya sivi görülür. Sivi kulak zarini disa iter ve bir süre sonra da onu patlatir. Tedavisi Nazal spreyler, kulak damlalari (eger kulak zari saglamsa etkili olmazlar cünkü enfeksiyon bölgesine erisemezler), oral dekonjestanalar, oral antihistamikler (iltihap eger burun tikanmalarina veya burun alerjilerine bagliysa) kullanilir. Kulak damlasi agriyi keser, Aspirin viral üst respiratuar enfeksiyon sirasinda cocuga verilmemelidir cünkü bu durum Reye sendromuyla baglantilidir. Antibiyotikler viral enfeksiyondan daha cok bakteriyel enfeksiyonda kullanilir. Ayrica kulaga sicak sise veya yastik uygulamak agriyi azaltir. Kulagi temiz ve kuru tutmak yeniden enfeksiyon olusmasini engeller. Myringotomi (zarin cerrahi müdahale ile acilmasi) basinci azltmada ve drenajin disari cikmasi icin uygulanabilir. Sonuc Otitis media tedavi edilebilir ancak tekrar olusabilir. Yasami tehdit edici degildir fakat cok agri vericidir. Gecmeyen ates ve kulak agrisi , siddetli basagrisi,kulak cevresinde sislik, yüz kaslarinda segirme, bas dönmesi ve kulak agrisi birden kesilirse (kulak zari patlamasinin isaretidir) hemen hekime basvurmalisiniz. |
koroner arter hastaligi
Koroner ater hastaligi kalp hastaliklarinin bir cesitidir. Koroner arterlerin tikanmasiyla ortaya cikar. Kalbin sagligi bu arterlerden yeterince O2 ve besin alinmasina baglidir. Koroner arter hastaginda, koroner arterlerin duvarlarinda yag plagi olusur. Damar capi bu plak yüzünden daraldigindan, kalp daha az O2 ve besin alir. Hatta bu damarlar plak ya da pihtidan dolayi tikanabilir. Damarlardaki daralma, tikanma ise kalp krizi (miyokard infarktüs) ve ani ölüm riskini artirir. Nasil meydana gelir? Koroner arter hastaligi riskinin artiran bircok faktör vardir. Bunlar: katilimsal yatkinlik, sigara tüketimi, yüksek kan basinci, diabet, sismanlik, kolesterol ve durgun yasam. Semptomlari Koroner arter hastaliginin hicbir semptomu olmayabilir. En yaygin rastlanan semptomlarindan olan gögüs agrisina 'anjina' denir. Sternumun altinda cok siddetli basinc hissedilir. Bu basinc batinda meydana gelebilir genellikle bu durum mide bozukluguyla karistirilir. Ayrica boyunda, omuzda, kollarda ve hatta cenede bile basinc hissedilebilir. Gögüs agrisi basladiginda, nefes darligi, soguk terleme, mide bulantisi meydana gelir. Anjina agir yemek yedikten, agir is yapmaktan sonra ayrica stresten de meydana gelebilir. Fakat anjina istirahat aninda da meydana gelebilir. Agri soguk havalarda daha kolay ve fazla yasanir. Teshisi Kanda bulunan lipid seviyesini anlamak icin laboratuar testleri ve elektrokardiogram (EKG) uygulanir. EKG kalbin elektriksel aktivitesini saptar. Kalp atislarini elektrodlarla bir alete iletir. Bu alet kalbin aktivite grafigini cikarir. Bu kayitlar incelendiginde anormallikler ortaya cikar. Bazi durumlarda kalp kateterizasyonu uygulanir, böylelikle koroner arterlerdeki kan akisi gözlenir. Kan akisi uzmana uygulanacak en uygun tedavinin belirlenmesine yardimci olur. Tedavisi Tedavi bircok faktöre baglidir örnegin yas, kalp kaslarinin fonksiyonu ve diger saglik problemleri tedavide önemlidir. Diet degisikligi ve eksersiz programi tedavide ilk basamagi olusturur. Gögüs agrisini azaltmak icin ilac verilebilir. Eger bunlar etki etmezse veya koroner arterler ciddi derecede tikaniksa, bu tikanikligi acmak gerekir. Balon anjioplasti tikanmis arteri acmada veya genisletmede kullanilan bir metotdur. Bunun icin ince bir kateter kullanilir. Bu islem bazi riskleri de beraberinde getirir ancak koroner arter- bypass ameliyatindan daha az risklidir. Eger cok ciddi ve bircok damar tikanikligi varsa koroner arter -bypass ameliyati tercih edilir. Gögüsde, batinda veya koldaki arterler veya bacaktaki venler kullanilir. Tikanik arterlerin tedavisinde yeni teknikler, özellikler kateter kullanimi, arastirma asamasindadirlar. Etkiler ne kadar sürer? Bircok insan balon anjioblastiye veya bypass ameliyatina iyi yanit verirler ve aktif yasam sürerler bazen ameliyattan önceki yasamlarindan daha aktif olabilirler. Ancak teshis sirasinda ilerlemis hastaligi olanlar veya daha saglikli yasam tarzina alisamayanlarda bu biraz daha zordur. Sonuc Diete dikkat edilmesi, düzenli eksersiz,
check-up ve ilac kullanimi, sigara icmemek, kolesterolü normal
seviyede tutmak hastanin uygulamasi gereken önlemlerdir. Eger ailenizde
koroner arter hastaligi olan varsa, saglikli yasam sürmek hastaligin
baslamasini geciktirir belkide tamamen ortadan kaldirir. |
Bakteriyel Enfeksiyon Bazi bakteriler zararsizdirlar, bunlar agimizda, derimizde, barsaklarimizda bulunabilirler. Hatta bakterilerin bircogu sagligimiz acisindan önem tasir söyle ki barsakta bulunan bakteriler sindirime yardimci olur ve diger bakterilerde bulunduklari ortama zararli bakterilerin yerlesmesine ve cogalmasina engel olurlar. Esas zararli olanlar, meydana getirdikleri zararli kimyasallarin zehir ya da asit gibi etki gösterenleridir. Örnegin botulizme bakterinin olusturdugu zehir neden olur. Irine bakterinin ürettigi enzim sebep olur. Bazi durumlarda bakteriler sisteme öyle zararli olurlar ki vücut savunmasi sadece bakteriye karsi degil ayni zamanda üzerinde konakladigi dokulari da tahrip eder. Bakteriler boyca büyümezler ancak bölünerek cogalirlar. Her bakteri türüne bagli olarak birkac saatte, gunde ya da dakikada bölünebilir. Ideal sartlar altinda geometriksel olarak artabilirler-- kisa zaman icinde bir tek organizmadan milyonlarca üretebilirler-- Genetik bilgiyi aktarmak icin 2 tip konjugal birlesmede bulunurlar. Bazen 2 bakteri genetik bilgilerini birbirine birleserek aktarir, bazen ise bakteriler messenger olarak davranir, bir organizmadan digerine genetik bilgileri tranduksiyon yoluyla aktarirlar. Iste bu olayla antibiyotik direnci transfer edilir. Bakteriyel enfeksiyon nasil anlasilir. Bakteriyel enfeksiyon kanli ishal örneginde oldugu gibi kisiyi hissedilir derecede hasta eder. Bazi durumlarda kendini hissettirmez fakat ileride sorunlara yol acar. Cinsel yolla bulasan hastaliklar buna örnektir, hastaligin nedenini anlamadan sizi kisir birakabilir. Bircok bakteri laboratuar sartlarinda üretilebilmekte ve farkli antibiyotiklere karsi reaksiyonlari ölcülebilmektedir. Bu nedenle enfeksiyonlu bölgeden örnek alinmaktadir. Enfeksiyonlarin cogunda immun sisteminin meydana getirdigi iltihaplanma görülmektedir. Bölgeye fazla kanin hücum etmesiyle kirmizilik, sinir irritasyonundan dolayi aci, lokalize sicaklik ve ates meydana gelir. Antibiyotiklerin islevi Bakteriler hayalarini sürdürmek icin bircok kimyasal faaliyet meydana getirir. Yapisal ögelerini devam ettirmeli, sindirim yapmali, besinleri özümlemeli, kendilerini bölerek replike etmeli ve cevredeki zararli maddelere karsi kendilerini korumalilar. Antibiyotikler iste bakterilerin bu islevlerini engellerler. Bazi antibiyotikler bakterilerin yasamsal faaliyetlerini keserler, digerleri ise immun sistem onlari öldürene kadar bölünmelerini yavaslatirlar ya da durdururlar. Antibiyotiklerin her biri bakterinin degisik bir islevini hedef alir. Diger taraftan bakteriler antibiyotikleri inaktive edici kimyasallar üreterek etkisiz hale getirebilirler. Bu yetenekleri bazi bakteriler digerlerine genetik bilgilerini tranduksiyon yoluyla transfer edebilirler. |
Böbrek Taslari
Böbrek taslari (nefrolithiasis, renal kalsuli) tuz ve minerallerin dogal bulunduklari ürinden denge disina ciktiklari zaman olusur. Denge bozuldugunda taslarla sonuclanabilecek kristaller olusur. Böbrek taslari kum tanecikleri kadar kücük olabilir veya golf topu kadar büyük olabilir. Agrisiz olabilirler veya böbreklerden mesaneye hareket ettiklerinden ve idrar yolunu bloke ettiklerinden siddetli agrili olabilir. Böbrek tasi olusmus bireylerin yarisindan fazlasi eger bunu önleyici önlemler almazsa daha fazla tas olusumu muhtemeldir. Böbrek tasinin 4 cesiti vardir. Fakat en yaygin tipinde ( %80-90 ) kalsiyum parcalari vardir (daha cok kalsiyum oksalat) ve kasiyum tasi denir. Eger bireyin bu ilk böbrek tasiysa birkac tast yapilir ancak eger böbrek taslari devam ederse taslarin nedenini ögrenmek icin kapsamli testler yapilir. Tas gecerken uygulanan tedavi ilac kullanimi ve agri kontrolüyle limitlidir. Cok su icimiyle, eger taslara neden oan oksalatsa yüksek oksalat iceren yiyeceklerden sakinarak ( ispanak, sekerpancari, findik, cikolata, cay, cilek, kola ve meyva sulari) Kalsiyum iceren yiyeceklerden uzak durmak böbrek tasi olusumunu etkilemez aksine kemiklerin gücsüzlesmesine neden olur. Nedenleri Normalde ürinde su, tuz, mineral ve diger maddeler kimyasal denge halindedir. Hastalik ve diger faktörler ( yeterince sivi icmemek ) bu dengeyi bozar. Kimyasal denge bozuldugunda, tuz ve mineral konsantrasyonu cok yüksek ve diger maddelerde cok az miktarda olur. Eger nirey yeterince su icmiyorsa, idrarinda tuz, mineral ve diger maddeleri tasiyacak yeterli sivi bulunmaz. Bu degisimler kristallerin olusmasini saglar, bunlar büyüyerek veya birbirine yapisarak daha büyük hale gelirler. Iste bunlar böbrek taslarinin olusmasina neden olur. Idrarda mineral dengesini bozabilecek ve böbrek taslarinin olusumuna neden olabilecek bircok neden vardir. Fakat böbrek tasi olusumunun en yaygin sebebi yeteri kadar su icmemek degildir. (dehidrasyon) Barsak iltihabi, intestinal bölgeden ameliyat geciren yagi yeteri kadar absorbe edemez. Bu durum vücudun kalsiyum ve okzalati kullaniminda problem yaratir. Belli yiyecekleri yemek bircok insanda böbrek tasi olusumuna neden olmaz fakat bazi insanlarda okzalat icerigi yüksek yiyecekleri yemek sorun cikartabilir. Semptomlari Böbrek taslari böbregin icindeyken ya da böbrekten mesaneye hareket ederken hicbir semptom yaratmayabilir. Fakat yarattiklari semptomlar: Birden baslayan agri ve kesik kesik agridan daha cok sabit bir agridir. Kum tanesi boyundaki taslar az agriyla gecebilir. Daha büyük taslar bögürde,kasikda veya genital organlarda siddetli agriya neden olur. Hastalar böbrek tasinin yarattigi agriya 'yasadigim en kötü agri' diye bahsederler. Kusma ve mide bulantisi. Idrarda kan görülmesi tasin hem böbregin icinde oldugu hem de böbreklerden mesaneye gecis oldugu zaman görülür. Idrarda agri hem agrili hem de agrisiz olabilir. Idrar sirasinda agri ve fazla idrara cikma tasin mesaneye girmeye yakin oldugunda, mesaneyi terk etmeye yakin oldugu veya mesane ve üretra arasindaki tüpde oldugu zaman olur. Bu ayni zamanda üriner yol enfeksiyonunun da sinyali olabilir. Hastada bazen istah kaybi, ishal veya konstipasyon, terleme meydana gelir. Ancak bireyin idrar yolu enfeksiyonu yoksa ates meydana gelmez. Tedavi Böbrek taslarinin tedavisinde 2 basamak vardir. Böbrek tasinin agri ve semptomlarini tedavi etmek ve efer gerekliyse tasi almak. Tasin tekrar olusumunu engellemek. Cogun insanin tedavisinde agri ilaclari ve cok su icmek yer alir. Bazi vakalarda özellikle bu hastanin ilk böbrek tasiysa tedaviye kapsamli testler yapmadan baslanacaktir. Ilk kez böbrek tasi olusan hastalarin yaklasik %80'i hastaneye asaidaki nedenlerden kabul edilir: Dehidrasyondan, özellikle bireyin ishal, kusma veya mide bulantisi varsa. Eger kontrol edilemeyen siddetli agri varsa ve IV agri kesici ilaclara ihtiyac duyulursa. Idrar yolu enfeksiyonu varsa. Eger bireyin böbrek tasi veya olusma riski varsa, bu olusumun önüne gecmek önemlidir. Cok sivi almak etkili tedavi yoludur. Hidrasyon yeni böbrek tasi olusumunu engeller. Tas olusumunu engellemede diger etkili adimlar: Diette degisiklik. Ilaclarda degisiklik. Tas olusumunda etkili diger saglik problemlerini tedavi etmek. Eger tas bulundugu yer ve büyüklügünden disari atilamiyorsa, bunlar icin ek tedavi gereklidir. Cerrahi müdahaleye tüm vakalarin sadece %2'sinde basvurulur. Kullanilan ilaclar Böbrek tasi agrisinda eger recetesiz kullanilan iaclar ise yaramazsa receteli ilaclar kullanilir. Bu tasin gecmesine yardimci olmasi icin kullanilan tek ilac tedavisidir. Tasin gecmesinde su icmek tedavinin en önemli parcasidir. Eger gelecekte daha fazla tas olusma riski varsa cok su icmek ve diette bir takim degisiklikler bu riski engelleyemez. Bu durumun önüne gecilmesi icin ilac istem edilmesi gerekir. Kullanilacak ilac böbrek tasinin tipine göre degisir. Ilac secenekleri Eger hastanin kalsiyum tasi varsa asagidaki ilaclar daha fazla böbrek tasi olusumunu engeller. Unutmayalim ki böbrek taslarinin %80'i kalsiyum tasidir. Thiazides, potasyum sitrat, ortofosfat. Eger bireyin ürik asit tasi varsa asagidaki ilaclar kullanilir. Bu taslar tüm vakalarin %10'unu olusturur. Potasyum sitrat, sodyum bikarbonat, allopurinol Eger sistin tasi olusmussa , %2'lik dilimi olusturur, penisilamin,tiopronin kullanilir. Sonuc Bazi vakalarda, urik asit tasi veya sistin tasi yukarida belirtilmis olan ilaclarin kullanimiyla yokedilir. Eger daha fazla tasin olusumunu engellemek icin kullaniliyorsa hayatinin geri kalan bölümünda hastalar bu ilaci sürekli almalilar. Bazi taslar ise (struvit taslar) böbrek enfeksiyonlarindan kaynaklanir. Taslara neden olan enfeksiyonun tedavisinde antibiyotikler kullanilir. This article is used with permission |
Erken bosalma nasil engellenir? Erken bosalma her ne kadar bir cinsel problem veya yetersizlik gibi görülse de bir problem olmayip bir cinsel uyumsuzluktur. Cinsel iliskide en önemli sey uyumdur. Bu yüzdende gerçek anlamda ortada bir erken bosalma sorunu olmayip erkegin kadinin orgazmindan önce veya ona ruhen yetecek kadar beraber olamadan bosalmasi bir cinsel uyumsuzluk ortaya çikaracaktir. O halde erken bosalma diye adlandirilan sikinti bir cinsel yetersizlik degil, sadece çözülmesi gereken bir sorundur,ve çözümü de basittir. Bir partneriniz sizinle kurdugu iliskide siz bosalmadan orgazma ulasabilir,digeri ise daha geç orgazm oluyordur ve siz ondan önce bosalabilirsiniz. Bu durumda kime veya neye göre erken bosaliyorsunuz . Böyle olunca bu tamamen karsi tarafla uyum sorunu olup bir yetersizlik degildir,ama var olan uyumsuzlugu da ortadan kaldirmak gerekir. Tabi ki bu konuda yapilan çalismalar ve istatistikler vardir ve ortalamalar alinarak çikarilan sonuçlar genel degerler olarak kabul edilebilinir. Buna göre; -Penis vajina ya girmeden önce bosalma olursa ileri derecede erken bosalma -penis vajina da iken 1 dakika veya daha alti zamanda bosalma orta derece erken bosalma -penis vajinada iken 1 ila bes dakika arasi bosalma erken bosalma olarak kabul edilebilinir. Bu kosullar altinda normal iliski süresini penis vajinada iken 5 dakika ve üstü olarak kabul ediyoruz ,ideali 5 ila 15 dakika arasidir ama bu dedigimiz gibi çiftlere bagli,siz erken bosalabilirsiniz veya partneriniz geç bosalabilir bu bir uyum sorunudur. |