AYAKLAR
Her 5 diabet hastasindan biri ayaklarinda meydana gelen sorunlardan dolayi hastaneye basvurmaktadir. (1) Diabet hastaligi kan damarlarina ve sinirlere zarar verir .(2) Sinirlerde meydana gelen hasar (nöropati) aciyi, sicagi, sogugu hissetme yeteneginizi azaltir. (1) Yetenekteki bu azalma ayaktaki travma ve baskinin algilanma hissini azaltir. (2) Ayakkabinizin icinde bir tas oldugunu farketmeden onunla tüm gün boyunca yürüyebilirsiniz. (1) Ayak yaralanmalari ciddi bir enfeksiyon olusana kadar hissedilmeyebilir. Buna ek olarak diabet immun sistem üzerinde de degisiklige neden olabilir, enfeksiyona karsi savasma kabiliyetini azaltir. Minör enfeksiyonlar doku ölümüne bile yol acabilir. (2) Ayak kontrolü özellikle diabetli hastalarinin uygulayacagi günlük bir islemdir. 1989 yilinda National Health Interview Survey diabetli bireylerin % 52'sinin en azindan ayaklarini hergün kontrol ettiklerini ancak % 22'lik bölümün ise hic ayak kontrolu yapmadigini ortaya koymustur. (3) Diabet hastalarinda siradan problemler bile cabucak kötülesmekte ve ciddi komplikasyonlara yol acmaktadir. Fakat asagidaki maddeleri uygulayarak ayaklarinizda meydana gelebilecek sorunlari önleyebilirsiniz. (1) Hastalar günde 2 kez ayaklarini kontrol etmelidirler özellikle parmak aralarini. Hergün ilik su ve yumusak sabunla ayaklarinizi yikayin sert sabunlar deriye zarar verebilirve özellikle parmak aralarinizi kurulamada daha cok özen gösterin. Ayaginizi suya sokmadan önce isiyi baskasina kontrol ettirin cünkü diabet hastalarinda isi algilamasi bozulmustur ve yaniklar kolaylikla olusabilir. Ayaklariniza yumusatici krem sürmeyi unutmayin, diabetli hastalarda ayaklar kurur ve catlar bu da enfeksiyona yol acar. (2) Kurumanin nedeni ayaklarin terlemesini kontrol eden sinirlerin calismamasidir. Parmak aralarina krem ya da yag sürmeyin. Nemin fazlasi yine enfeksiyona yol acar. Eger ayaklariniz üsümüs ise corap giyin kesinlikle sicak su sisesi koymayin, farkinda olmadan yaniklara yol acabilirsiniz. (1) Ayaginiza tam uyan ayakkabi secin. Sinirlerde meydana gelen hasar ayakkabinin yaptigi baskiyi hissetmenize engel olur ayrica ayakkabinizi giymeden önce icini kontrol edin. Ayaktaki basi noktalarini degistirmek icin 5 saatte bir ayakkabinizi degistirin. Her gün temiz kuru corap giyin ya da lastiksiz kilotlu corap giyin. Corap ayaginiz ve ayakkabinizin arasinda koruyucu bir tabaka olusturacaktir. Evin icinde kesinlikle yalinayak yürümeyin. Bacak bacak üstüne atarak oturmayin veya uzun zaman tek pozisyonda durmayin. Ayak temizliginde antiseptik kullanmayin cünkü bunlar yakicidir ve derinizi tahris edebilir. Ayak tirnaklarinizi düz kesin ve kenarlarini törpüleyin. Sigara damarlari daraltir ve kan akimi yavaslatir böylece sirkülasyon azalir, sigarayi birakmak cok dogru bir karardir. Yaralanmalari, degisiklik ve enfeksiyon belirtilerini farkettiginizde hemen ilgili saglik personeline bildirin. (2) Nasirlar daha fazla ve hizli olusmaktadirlar.
Hergün ponzatasi kullanmak nasirlari kontrol altinda tutmaniza
yardimci olacaktir. Ponzatasini kullandiktan sonra hemen losyonunuzu
sürün. Nasirlara dikkat edilmezse hemen kalinlasir ve sonucta
ülsere neden olur. Hicbir zaman nasirlari kendiniz kesmeyin bu
isi hemsirenize ya da hekiminize birakin. Nasirlarinizi temizlerken
kesinlikle kimyasal maddeler kullanmayin. (1) |
MENEPOZ Yasaminizda önemli bir döneme girmek üzeresiniz. Menopoz dogumdan önce baslayan ve yasaminizin geri kalan bölümünde devam eden gelisiminizde dogal bir sürectir. Menopoz baslangicindan birkac yil önce, ovaryumdan salgilanan östrojen miktarinda azalma meydana gelir. Östrojen azaldigi gibi progesteron miktarinda da azalma vardir sonucta siklüsda düzensizlesme görülür. Düzensizliklerin derecesi kadinin yasina göre degisebilir. Neticede ovulasyon durur ayni zamanda progesteron yapimi da durur. Ancak az miktarda da olsa östrojen yapimi devam eder. Fiziksel Semptomlari 2 kadinin ayni derecede ve siddette semptomlari hissetmedigi dogrudur. Ayrica 5 kadindan 4'ünün semptomlarindan dolayi tedavi almasi gerekmemektedir. Kadinlarin yaklasik %20'sinin hissettigi tek semptom adet düzensizligidir. Diger belirtileri sicak basmasi, vajina ve üriner yolda kuruluk ve daha sonra da osteoporozdur. a) Sicak basmasi Menopoz dönemindeki kadinlarin yaklasik 2/3'ü sicak basmasindan yakinmaktadir. Bircok kadinda 1 yil ya da daha az bir süre devam eder. Yüzde, boyunda ve gögüsde ani isi yükselmesi hissedilir. Asiri terleme, bas dönmesi ve kalp carpintisi da meydana gelebilir. Bircok arastirmaci sicak basmasini kücük damarlarin kontraksiyonuna baglamaktadir. Basetme Yöntemleri Sicak basmasiyla en iyi basetme yöntemi vücut isisini kontrol etmektir. Kendinizi rahatsiz hissettiginizde soguk birseyler icin, havalandirmayi acin veya disari cikin. Vücut isinizi artirici sicak banyodan, baharatli besinlerden, sigaradan ve alkolden uzak durun. Vajina ve Uriner Yolda Meydana Gelen Degisimler Östrojenin azalmasi sonucu vajina kücülür, kurur, incelir ve elastikiyetini kaybeder (atrophic vaginitis). Ayrica gülerken ya da öksürürken idrar kacirma gözlenebilir (inkontinans). Vajina ve Üriner Yolda Meydana Gelen Degisimlerle Basetme Vajinal kuruluk suda eriyen yagli kremler iyi giderilebilir. Pelvic kaslarina düzenli eksersiz yaptirmak üriner inkontinansi düzeltmede yardimci olur. Idrarinizi yaptiginizi düsünün ve aniden kaslarinizi kasin ve 5'e kadar sayin ve kaslarinizi serbest birakin biraz dinlendikten sonra yine ayni eksersizi tekrarlayin. Bu eksersizi günde 10-15 dakika yapmaniz yeterli olacaktir. Psikolojik ve Duygusal Semptomlar Bu ana kadar menopozun fiziksel semptomlarina degindik, yasadiginiz bu fiziksel semptomlar ayni zamanda duygularinizi ve kisiliginizi de etkileyebilir. Duygularda Meydana Gelen Degisimler Menopoza bagli duygusal semptomlar arasinda depresyon, sinirlilik, anksiyete göze çarpar. Yapilan arastirmalarda duygusal yönden saglikli olan bireylerin menopoz döneminde daha az psikolojik problemle karsilastigi gözlenmistir. Duygularda Meydana Gelen Degisimlerle Basetme Ailede, toplumda pozisyonunuz ve kariyeriniz de üreme sisteminiz gibi degismektedir. Iste tüm bu degisimler ruhsal durumunuzu etkileyebilir. Menopoz döneminde en büyük yanlis beklenmedik her duygusal degisimi menopoza baglamaktir. Menopoz duygularinizi etkiler fakat bu ne tek ne de dominant faktördür. Isinizde ve simdiye kadarki ugraslarinizda aktif kalmaniz önemlidir. Karsilastiginiz degisimleri esinizle, kendinize yakin bir arkadasinizla konusun. Iyi diet, eksersiz, mental yönden aktif yasam duygularinizi dengede tutmanizda yardimci olacaktir. Duygusal problemlerle kendiniz basetmediginiz zaman profesyonel yardima basvurmaniz sizin icin iyi olacaktir. Unutmayin ki her kadin menopozu yasayacaktir, sizin icin en iyisi ihtiyaclariniza cevap verendir bunun icin ilk önce ihtiyaclarinizin ne oldugunu anlamalisiniz, daha sonra da onlarla mücadale icin yaklasim gelistirmelisiniz. Semptomlara Tibbi Müdahale Hormon Replasman Tedavisi Hormon düzeyindeki azalma menopoz semptomlarinin ortaya cikmasiyla iliskili oldugundan hormon replasman tedavisi (HRT) menopozla basa cikmada etkili bir yoldur. Kan östrojen seviyesinin yükseltilmesi ve progesteronla ayarlanmasiyla damarsal faaliyetler düzenlenir böylece sicak basmalarinin önüne de gecilir. Bircok kadinda terapi basladiktan 2 hafta sonra sicak basmalari kontrol altina alinir. Östrojen ayni zamanda vajinal ve üriner yol kurulugunu da engeller. |
Esansiyel Hipertansiyon Nedir?
Hipertansiyon, devamli olarak normalden yüksek olan kan basinci icin kullanilan bir terimdir. Normal kan basinci ortalama 120/80 mmHg'dir fakat eksersizle ve dinlenmeyle artar veya azalir. Kalbin sistol fazinda maximum efor sarfederken meydana getirdigi basinc 120 mmHg'dir, diastol fazinda baska bir deyisle atimlarin arasindaki dinlenme fazinda meydana getirdigi basinc 80 mmHg'ya esittir. Eger kan basinciniz sürekli olarak 140/90 mmHg'dan yüksekse sizin de hipertansiyonunuz var demektir. Hipertansiyonun nedeni biliniyorsa buna ikincil hipertansiyon denir. Böbrek hastaliklari ve tümörler ikincil hipertansiyonun sebeblerindendir. Bircok insanda hipertansiyonun altinda yatan sebep bulunamamistir. Bu tur durumlara ise esansiyel hipertansiyon denir. Yüksek kan basincli bireylerin yaklasik %95'i esansiyel hipertansiyona sahiptir. Hipertansiyon neden problemdir? Kan basinciniz yüksek oldugunda, kalbiniz normal miktardaki kani vücudunuza pompalamak icin daha cok calisacaktir. Arterlerinizdeki yüksek basinc onlarin gucsuzlesmesine ve felcle sonuclanabilecek kanamalara neden olur. Yüksek arter kan basinci yag maddelerinin ve kolesterolun birikmesiyle ve kan pihtisinin damarlari tikamasiyla ortaya cikan atheroskleroz olusumunu hizlandirir. Atheroskleroz kalp krizlerinin baslica nedenidir ayrica felclere de sebep olur. Kalpteki fazladan is yükü kalp kaslarinin zayiflamasina neden olur. Zaman icinde bu incelik kalp kaslarina zarar verir böylece kalp bir daha normal pompalama islemini yapamaz hale gelir bu durum ise konjektif kalp yetmezligine neden olur. Uzun süreli hipertansiyonun yarattigi diger problemler ise gözlere ve böbreklere zarar vermesidir. Kan basinciniz ne kadar yüksek ve ne kadar uzun süreli ise, problem gelisme riski o kadar muhtemeldir. Esansiyel hipertansiyon nasil meydana gelir? Esansiyel hipertansiyonun belirli bir sebebi olmamasina ragmen bircok cesitli faktör bu hastaligi daha ciddi duruma getirir. Asiri tuzlu diet ve asiri kilo kan basincinizin artmasina sebep olur. Fazla alkol, sigara, stres ve kafein hipertansiyonlularda daha ciddi komplikasyonlara yol acar. Bazi kadinlarin dogum kontrol hapi kullanmasi kan basinclarini artirabilir. Kalitim, cinsiyet, irk,yas hipertansiyona yol acan diger önemli faktörlerdir. Esansiyel hipertansiyonun semptomlari nelerdir? Yüksek kan basincinda en sinsi sey hicbir semptoma yol acmadan uzun süre varolmasidir. Bundan dolayi kan basincinizi yilda en az bir kere ölctürmeniz önemlidir. Semptomlari ise basagrisi, kolay yorulma, bas dönmesi, burun kanamalari,gögüs agrilari, nefes darligi arasinda cesitlilik gösterir. Esansiyel hipertansiyon nasil teshis edilir? Rutin muayenelerde doktorunuz tarafindan genellikle fark edilir, doktorunuz hipertansiyonun genel bir problem oldugunu bildiginden kan basincinizi rutin olarak test eder. Eger kan basinciniz yüksekse, takip kontrollerine tabi tutulacaksiniz ve 3 farkli kontrolde kan basinciniz yüksekse, büyük olasilikla hipertansiyonunuz vardir. Bundan sonra doktorunuz size aileniz, yasam kosullariniz, ne yiyip ne ictiginiz hakkinda sorular soracaktir. Idrariniz ve kaniniz test edilecek ve genellikle gögüs rontgeni ve ECG istem edilecektir. Esansiyel hipertansiyon nasil tedavi edilir?
Tedavinin amaci kan basincini mümkün oldugu kadar normal seviyesine
indirmektir böylece kalp krizi ve felc gelisme riski azalacaktir.
Doktorunuz eksersiz aliskanliklarinizda ve dietinizde degisiklikler
tavsiye edecek ve eger gerekliyse kilo verme programi tavsiye edecektir.
Eger kan basinciniz biraz ya da kismen yüksekse ilac kullanmadan
kan basincinizi kontrol altina alabilirsiniz. Haftada en az 3 gün
ve en az 30'ar dakikalik eksersiz yapmalisiniz. Doktorunuz sizin icin
dogru eksersizlerin hangi tür olacagina ve miktari konusunda karar
vermenizde yardimci olacaktir. Tuz ve sodyumu dietinizden azaltmalisiniz
bu konuda ve eger gereksiyse kilo verme programinda da dietisyen size
yardimci olacaktir. Alkol kullaniminizi gün icinde bir bardaktan
fazla olmaksizin sinirlandirmalisiniz ayrica kafeinli icecekleri de
sinirlandirmalisiniz. Stres yönetimi, dinlenme eksersizleriyle
yasaminizdaki stresi azaltmak yüksek kan basincinizi düsürmede
yardimci olacaktir. Eger yukaridaki yöntemler kan basincinizi yeteri
kadar düsürmesse, doktorunuz ilaca baslayacaktir. Hipertansiyon
konusunda bircok ilac mevcuttur. Diüretikler, beta blokerlar, ACE
inhibitörleri genellikle kullanilan ilaclardandir. Doktorunuz etkili
olacak en düsük dozaji kullanacagindan dogru dozu veya kombinasyonu
bulmak haftalar ya da aylari alabilir. Muhtemelen hayatinizin geri kalaninda
yüksek kan basinci tedavisine devam etmeniz gerekecektir. Hastalar
ilaclarini kesmeden düzenli almalilar ve yan etkilerini hemen doktorlarina
bildirmeliler. Kan basincinizi kontrol ettirmeli ve kontrol muayenelerini
kacirmamalilar. Böylece hipertansiyonun komplikasyonlarini önleyebilir
ya da geciktirebilirsiniz. Hipertansiyondan kaynaklanan bazi sorunlariniz
varsa bile uygun tedavi komplikasyonlarin etkilerini daha azaltacaktir.
|
Hipertiroidizm Nedir? Hipertiroidizm, kanin icinde cok fazla miktarda tiroid hormonunun dolastigi durumdur, genelde asiri calisan tiroid bezinden kaynaklanir. Tiroid hormonunu tiroid bezi üretir, Tiroid bezi boynun alt kisminda bulunur, trachea'nin cevresini sarilmistir ve sekli kelebege benzer, orta kisminda birlesen 2 lobdan olusmustur. Tiroid hormonu vücuttaki her hücresinin fonksiyonu icin gereklidir. Büyümeye ve kimyasal reaksiyonlarin hizini düzenlemede yardimci olur. Tiroid hormonlari nelerdir? Tiroid bezi iyotu tiroid hormonu yapmak icin kullanir. En önemli 2 tiroid hormonu tiroksin (T4) ve triiodotironin (T3)'dir. Tiroksinde molekül yapisina baglanmis 4 iyot molekülü vardir, triiodotironinde ise 3 iyot molekülü vardir. Iyot deniz ürünlerinde, ekmekte, sofra tuzunda bulunur. Tiroid hormonunun % 99'dan fazlasi kandaki proteinlere baglidirlar ve inaktiflerdir. Tiroid hormonunun sadece az bir kismi serbesttir. Serbest tiroid hormonu vücut hücreleriyle direkt iliskisi olan önemli ve aktif hormonlardir. Hücre metabolizmasini ve dolayisiyla organlarin hemen hemen hepsini düzenler. Normalde tiroid hormonunun yapim hizi beynin tabaninda yerlesik olan hipofiz bezi tarafindan kontrol edilir. Hücrelerin normal fonksiyonlari icin vücutta yetersiz tiroid hormonu oldugunda, hipofiz tiroid uyarici hormonu (TSH) salar. TSH sirayla tiroid bezini daha fazla hormon üretmesi icin uyarir. Bunun aksine fazla miktarda tiroid hormonu varsa, hipofiz bezi TSH yapimini durdurur. Daha sonra TSH seviyesi düser ve tiroid hormonu yapimi azalir. Bu mekanizma kanda bulunan tiroid hormonu seviyesini sabit oranda sürdürür. Bu olgu oda isisini düzenlemek icin kullanilan bir termostla paralellik gösterir. Isi yükseldiginde, termostat isiticiyi kapatir ve oda isisi normale düser. Yüksek seviyede tiroid hormonu bezin daha fazla uyarilmamasiyla sonuclanan TSH seviyesinin düsmesine sebep olur. Hipertiroidizme ne sebep olur? Graves hastaligi, toksik nodul veya guatr, asiri tiroid ilaci alimi veya iyot fazlasi hipertiroidizme sebep olur. Graves hastaligi hipertiroidizmin en genel sebebidir. Bu hastalik büyümüs tiroid bezinin asiri calismasiyla meydana gelir ve genellikle toksik guatr olarak bilinir. Graves hastaliginin 3 komponenti vardir, hipertiroidizm, gözlerde firlaklik (opthalmopati) ve deri lezyonlari (dermopati). Opthalmopati hipertiroidizmden önce, sonra ya da ayni anda olabilir. Ilk safhalarda isiga karsi duyarliliga, gözlerde kumlanma hissine neden olur, daha sonra ise cift görme ve görüntü kaybi olusur. Opthalmopati sigara icilmesiyle daha kötüye gider. Dermopati ise bacagin ön kisminda olusan nadir, acisiz, kirmizi kadifemsi deri isiligidir. Graves hastaligi aile fertleri arasinda tekrarlanabilir. Sigara, boyuna radyasyon verimi, ilaclar (interleukin-2 ve interferon-alpha) ve virüsler gibi enfeksiyon etkenleri Graves hastaligina yol acan faktörlerdir. Tiroid skenning, opthalmopati, dermopati, TSI (tiroid stimulating immunoglobulin) seviyesini belirlemek icin yapilan kan testiyle bu hastalik teshis edilir. TSI seviyesi Graves hastalarinda yüksektir. Tiroid bezinde bazen nodüller bulunur. Nodül fazla calisip asiri miktarda tiroid hormonu üretebilir. Bu duruma toksik nodül denir. Bircok sayida fazla calisan nodül oldugunda ise buna multinodüler guatr denir. Tiroid hormonu ilaclarinin asiri dozda kullanimi hipertiroidizme yol acabilir. Tiroid bezi iyotu tiroid hormonunu yapmada kullanir. Asiri miktarda iyot hipertiroidizme yol acabilir. Iyottan kaynaklanan hipertiroidizm genellikle guatr veya multinodüler guatr gibi daha önceden anormal tiroid bezi olan hastalarda görülür. Fazla miktarda iyot kalp problemi tedavisi icin kullanilan amiodarone (Cardorone) gibi belli ilaclarda bulunur. Tiroid bezi iltihaplanmasi (tiroiditis) hamilelikten veya bir viral hastaliktan sonra olusur. Tirioditis her iki durumda da gecici hipertiroid durumuyla sonuclanir. Iltihapli tiroid bezi hipertiroizmle sonuclanacak cok fazla miktarda hormonu kana salar. Akabinde tiroid bezi hormonunu bosalttigindan, hasta genellikle hipotiroidizm evresine girer. Bu durum 3 ile 6 ay arasi tiroid bezi tamamiyle düzelene kadar sürer. Tiroiditis, tiroid skenning'le teshis edilir. (oral yolla radyoaktif iyot alindiktan sonra tiroid bezinin resmi cekilir) Hipertiroidizmli isem kendimi nasil hissederim? Hipertiroidizmin baslangic safhasinda genellikle hicbir semptom hissedilmez. Semptomlar vaka kötülestikce daha belirginlesir. Semptomlar genellikle artan metabolizmayla ilgilidir. Tedirginlik, titreme, artan istaha karsi kilo kaybi, terleme, hizli kalp ritmi, isiya karsi dayaniksizlik, tuvalete cikmada artis genel belirtileridir, digerleri ise yorgunluk, zayiflik, uykusuzluk, sac dökülmesi, konsantrayonda azalma. Kadinlarda düzensiz ve azalan menstruasyon kanamalari. Hipertiroidizm kolayca ve tamamen tedavi edilir. Tedavi edilmemis hipertiroidizm kalp yetmezligiyle sonuclanabilecek düzensiz kalp ritmine ve gögüs agrisina, yüksek kan basincina sebep olur. Bu yasami tehdit edici duruma tiroid krizi denir. Doktorunuz hipertiroidizmi nasil teshis eder? El titremesi, terli avuc icleri, parlak kadifemsi deri, yumusak sac, hizli kalp ritmi ve büyümüs tiroid bezi olan hastalarda hipertiroidizmden süphelenilir. Gözlerin cevresinde kabarti ve üst göz kapaklarinin geriye kaymasina bagli olarak tipik dik dik bakislar vardir. Bu hastaligin ileri semptomlari kolayca ortaya cikarilir, fakat erken semptomlar özellikle yasli insanlarda göz pek carpmaz. Tüm vakalarda kan testi teshisi dogrulamak icin kullanilir. Tiroid hormonunun kandaki seviyesi direkt olarak ölcülür ve hipertiroidizmli hastalarda genelde yüksek cikar. Fakat hastaligin ilk ve baslangic evrelerinde hormon seviyesi normal olabilir ve sadece hastalik ilerledikce anormallesir. Diger taraftan primer hipertiroidizmin (fazla calisan tiroid bezinin sebep oldugu) tüm vakalarinda TSH seviyesi düsüktür. Bu yüzden kandaki düsük TSH seviyesi primer hipertiroidizmin en güvenilir testidir. Ikincil hipertiroidizm vakalarinda, hipofiz fazla miktarda TSH üretir. TSH ve tiroid hormonlari kanda yükselir. Tedavisi nasildir? Beta blokerlarla (inderal, tenormin, lopressor) hastalik kolayca tedavi edilir.Bu ilaclar tiroid hormonunun artan metabolik etkilerini giderir ancak seviyelerini degistirmez. Tedavi hipertiroidizmin tipine, siddetine, diger hastaliklara ve hastanin yasina göre degisir. Hipertiroidizm icin uygun olan kesin tedavinin 3 tipi cerrahi müdahale, radyoaktif iyot, antitiroid ilaclardir. Cerrahi müdahele Tiroid bezinin bir parcasinin cikarilmasi (tiroidektomi) hipertiroidizmin tedavisinin genel formlarindan biridir. Tiroidektomiyle tiroid hormonunun yapim kaynagini cikarilir. Cerrahinin amaci yeterli tiroid bezini cikarmaktir böylece normal miktarda tiroid hormonu üretilir. Eger cok miktarda bez cikarilirsa hasta cok az bir miktarda tiroid hormonu üretir. Bu durumda hasta sentetik oral tiroid hormonu olan levothyroxine'le tedavi edilir. Cerrahi müdahelede rastlanabilecek komplikasyonlar ses teli felci, düsük Ca seviyesiyle sonuclanacak paratiroid hormonunun yanlislikla alinmasi. Radyoaktif iyot Radyoaktif iyot agiz yoluyla 1 kür olarak alinir. Bazen dozaji tekrarlamak gerekebilir. Direkt tiroid dokusunun üzerine verilmek suretiyle tahribata yolacar. Bu yol 50 seneden fazla bir süredir hastaligin tedavisinde kullaniliyor. Hamilelik sirasinda veya meme sütü verenlerde radyoaktif iyotun kullanilmasi uygun degildir. Bu yolla tedaviden sonra ötiroid (normal) olmak 8 -12 haftalik zaman alir. Bu tedaviyi geciren hastalarin büyük cogunlugu sonunda hipotiroid olurlar , levotiroidle kolayca tedavi edilir. Antitiroid Ilaclar Antitiroid ilaclar tiroid hormonun yapimini durdurur. Amerika Birlesik Devletleri'nde propylthiouracil (PTU) ve methimazole (Tapazole) ilaclari kullanilir. Her ikiside hamilelik sirasinda kullanilmasina ragmen PTU daha tercih edilir. Her ikisi de deri isiliklerine (%5) neden olur ve ciddi enfeksiyon riskinin artmasiyla sonuclanan beyaz kan hücrelerinde azalma (%0.05) gelisebilir. Graves hastaliginda her 3 tedavi secenegi de uygundur. Gecmiste Graves hastaligi icin genel bir tedavi yolu olan tiroidektomi simdi antitiroid ilaclarini kullanamayan hamileler, radyoaktif iyot uygulanan ancak daha kalici bir tedavi yolu gerektiren özel vakalarda kullanilir. Antitiroid ilaclari kullananlarin % 20-50 iyilesme sanslari var. Kücük tiroid bezi ve hipertiroidizmin baslangicinda olanlarin ise iyilesme sanslari daha fazladir. Yapilan calismalar antitiroid ilaclarinin ve tiroid hormonunun es zamanli kullaniminin iyilesme sansini artirdigini savunmaktadir. Ancak en son yapilan calismalar bu teoriyi desteklememektedir. Ayrica yukarida belirtildigi gibi sigara icimi Graves hastaliginda göz anormalligi (opthalmopati) riskini artirmaktadir ve radyasyonlu iyotun etkisini ve opthalmopatide kullanilan kortizon tedavisinin etkisini de azalttigi gösterilmistir. Toksik nodül radyoaktif iyotla tedavi edilir ancak nodül cok büyükse cerrahi müdaleyle alinmasi tercih edilir. Antitiroid ilaclar toksik nodülün tedavisinde kullanilir ancak Graves hastaliginin aksine bu ilaclar sürekli kullanilmalidir. PTU ve tapazole bir kere durduruldugunda hipertiroidizm tekrar olusur. Toksik multinodüler nodülde tedavi secenekleri cerrahi müdahale, radyoaktif iyot ve antitiroid ilaclarin kesintisiz kullanilmasidir. Tiroiditisde hipertioidizm cok farkli tedavi edilir. Durum gecicidir ve cerrahi müdahale veya radyoaktif iyotun kullanimi tafsiye edilmez. Hastaya semptomlari icin beta bloker verilir. Aspirin veya ibuprofen (motrin), naproxen (naprosyn) gibi diger antiinflamatuar ilaclar iltihapli tiroid bezinin agrisini azaltir. Agir vakalarda bezin iltihaplanmasini azaltmaya yardim eden kortikosteroid kullanilir. |
Protein Protein hakkinda ne düsünüyorsunuz? Protein kas yapisini olusturdugundan bir cogumuz icin protein canliligi ve dayanikliligi animsatir. Bu düsünceden dolayi bol miktarda protein yemenin bireyi daha güclü yapacagina inanilir. Yüksek proteinli, düsük CHO'li dietler her grup insan icin vazgecilmez olmustur. Ancak bu kadar fazla protein tüketmek bireyi daha güclü veya zeki mi yapar, peki bu kadar fazla protein tüketiminin saglik acisindan herhangi bir riski var midir? Protein'in rolü Proteinler vücutta bircok fonksiyonu yerine getirirler. Vücut fonksiyonlarini regule etmede önemli rol oynarlar ve yapisini olustururlar. Diger yönden zor durumda kalindiginda vücuda enerji de saglarlar. Proteinler hücrelerden tutunda bireyin sacina, derisine ve kaslarina kadar vücudun tüm yapisini olusturur. Kas yapisini olusturmasi yaninda, kasin konstraksiyon mekanizmasinda da rol alir. Hormonlar, enzimler, antikorlar, kan molekülleri protein yapilidir. Protein Gereksinimi Amerika' da yasayan insanlar günde 100 gramdan daha fazla protein alirlar, bu deger alinmasi gereken miktarin tam 2 katidir. Alinmasi gereken günlük protein miktari kilo basina 0.8 gramdir. Saglikli 70 kilo agirligindaki bir erkegin günlük ihtiyaci 56 gramken, saglikli 57 kilo gelen bir kadinin ihtiyaci 45 gramdir. Protein gereksinimini hesaplamak icin kullanilan diger yol ise toplam kalori alinimindaki yüzdesidir. Toplam kalorinin %60-65'i CHO'dan, %10'u proteinden ve %30'dan daha az kismi ise yagdan karsilanir. Diger bir deyisle, günde 2000 kalori alan bireyin 50 gram kadar protein almasi gerekir. ( 2000 kalori . %10 = 200 kalori, proteinde gram basina 4 kalori vardir, 200 / 4 = 50 gram protein) Proteinin her tipi birbiriyle özel kombinasyon ve sirayla bagli 20 degisik amino asitten olusur. Bunlardan 9 tanesi esansiyel amino asittir. Esansiyel amino asitler insan vücudunda yapilamazlar ancak dietten karsilanirlar. Hayvansal kaynakli besinlerde neredeyse tüm esansiyel a.a 'ler bulunur ancak bu bitkisel kaynakli besinler icin söz konusu degildir. Protein fazlasi ne yapilir? Protein tüketildiginde, amino asitlerine ayristirilir, absorbe edilir ve vücudun ihtiyacina göre yeni protein sentez edilir. Eger ihtiyactan daha fazla tüketilirse hem enerji olarak kullanilir hem de CHO veya yag sentez edilir. Amino asitlerden CHO veya yag sentez edildiginde, vücut her a.a grubundan bir nitrojen aciga cikarmalidir. Sonra bu nitrojen üreye katilacagi karacigere gönderilir. Fazla protein tüketen insanlarda daha fazla böbrek yetmezligi riski olusur.Bunun nedeni bir hipoteze göre söyle aciklamistir: yüksek proteinli dietlerin böbreklere zarar vermesi ve/veya daha fazla calismasina neden olmasi. Yüksek proteinli dietler idrar yoluyla kalsiyum kaybina sebep oldugundan osteoporoz riskini da artirir. Ayrica fazla protein alinimi sivi ihtiyacini da artirir söyle ki protein yaga veya CHO'a oranla metabolize edilmesi icin 7 kat daha fazla su gerektirir. Fazla su alinimi fazla idrara cikmayla sonuclanir bu durum ise su kaybini dramatik sekilde artirir. Sivi kaybi yüksek proteinli diete baslayan bireylerde belirgin sekilde kilo kaybinin bir numarali sebebidir. Fazla miktarda protein iceren dietler ayni zamanda fazla kalori ve yagda icerir bu yagin cogunlugu sature yagdir. Fazla miktardaki sature yag kalp hastaligina ve krizine davetiye cikarir. CHO, protein, yag kökenli olursa olsun enerji fazlasi yag olarak depolanir. Anlasiliyor ki daha fazla kas yapmak icin protein tüketimini artiran birey kasdan daha fazla yag kazanir. Sonuc Protein tüketiminin toplam kalori tüketiminin sadece %10'unu olusturmasi en iyi izlenecek yoldur. Mercimek, soya fasülyesi gibi baklagiller ayrica bugday, yulaf ezmesi gibi tahillarda protein acisindan zengindirler. Eger hayvansal kaynakli ürünler tüketiliyorsa az yagli et, ve deniz ürünleri tercih edilmelidir. |
Alzheimer Alzheimer beyin hücrelerine zarar veren bir hastaliktir. Hücrelerdeki bu yikim hafiza, düsünme, konusma gibi zihinsel faaliyetlerde azalmaya neden olur. Hastalik 40'li ve 50'li yaslarda olabilecegi gibi esas olarak 65 ve daha üst yas grubunu etkiler. 65 yas üzeri her 10 insandan 1'ine Alzheimer teshisi konulur. Arastirmalarda Amerika'da yaklasik 4 milyon Alzheimer hastasinin yasadigi belirlenmistir. Nasil meydana gelir? Arastirmalarda Alzheimer hastasi bireylerin beyin dokusunda kimyasal ve yapisal degisikliklerin meydana geldigi anlasilmistir. Bu degisim bireyin bilgiyi saklama ve kullanma kabiliyetinin önüne gecmektedir. Ancak henüz beyindeki bu degisimin neden meydana geldigi bilinmemektedir. Alzheimer'li hastalarin % 5- 10'unda diger aile bireylerinde de bu hastalik mevcuttur. Bu bireyler 65 yas öncesi de Alzheimer semptomlarini göstermislerdir. Arastirmacilar Alzhemer'in bu formuna neden olan genler bulmuslardir. Semptomlari Semptomlar bireyden bireye ve hastaligin seyrine göre degisir. Ilk semptomu unutkanliktir. Yaslanan herkes hafiza problemleri baslar fakat Alzheimer 'in erken safhasinda olan bireylerde bu problem yasitlarina göre oldukca farkedilir düzeydedir. Insan isimlerinin veya esyalarin yerlerini unutmak hastaligin tipik semptomlaridir. Bireyin dikkat süresi kisalir ve konsantrasyonda güclük ceker. Daha sonraki evrelerde hafiza kaybi daha ciddilesir. Bireyin ailesi ve yakinlari hastadaki hafiza kaybini ve yazilari anlamada güclük cektigini farkederler. Hastalik ilerledikce hasta önemli olaylari, gecmisini unutur ve parasal isleri yapamaz hale gelir. Alzheimer'in son safhalarinda bireyin zihni karisir ve kendi hakkindaki gercekleri hatirlayamaz hale gelir. Tanidik objeler ve insanlar yabanci gelir. Kisisel ve duygusal degisimler meydana gelir. Kuruntu, halüsinasyonlar, anksiyete ve motivasyon kaybi olusur. Alzheimerli hastalar disaridan yardima karsi cikabilirler. Basta yardim olmadan yemek yerler fakat beyin faaliyetleri azaldikca konusma, hareket kabiliyeti kaybolur ve kisisel bakimini yapamaz hale gelir. Nasil teshis edilir? Hastaligin kesin teshisi ölümden sonra beyin dokusunun incelenmesiyle anlasilir. Fakat teshis hasta hayattayken gösterdiigi semptomlarla ortaya cikar. Hastalik icin hicbir teshis testi olmamasina ragmen hafiza testi yapmak teshisde yardimci olur. Beyin taramasi tedavi edilen beyin faaliyetlerinin herhangi bir sebebi olup olmadigini anlamada kullanilir. Alzheimer semptomlarina benzer semptomlara neden olan ve tedavi edilebilen bir durum olan depresyonlarin olusumunu önlemek önemlidir. Tedavisi Alzheimer hastaliginin hicbir tedavisi yoktur. Uygulanan tedavinin amaci mümkün oldugu kadar bireyin zihinsel ve fiziki fonksiyonlarini sürdürmesini saglamaktir. Ilac kullanimi faydalidir. Bazi uzmanlar Tacrin (Connex) ilacinin erken safhalarda kullaniminin hafiza kaybi gelisimini yavaslatigi görüsündelerdir. Diger ilaclar ise anksiyete ile mücadelede, depresyon tedavisinde ve uyku düzenini saglamada yardimci olmada kullanilir. Hastaligin etkileri ne kadar sürer? Birey ölene kadar beyin fonksiyonlari kötüye gider. Ölüm ise hastaligin teshisinden 3-20 yil arasinda degisir. Alzheimer'li hastada dikkat edilmesi gerekenler Hasta mümkün oldugunca aldigi tedavinin tipine karar vermede aktif rol almalidir. Bagimsizligin ve kendisini bakabilme yeteneginin kaybindan dolayi meydana gelen yalnizlik korkusu ve utanma duygusu Alzheimer'li hastalarda büyük sorundur. Birey samimi güvene ihtiyac duyar. Hastanin kendisi ve ona bakan aile bireyleri arasinda iyi denge kurulmalidir. Hastaliktan korunmak icin ne yapmali? Alzheimer'in henüz nedeni bilinmediginden korunmanin herhangi bir yolu da bilinmemektedir. Son yapilan calismalarda nörobiyolojik alanda önemli ilerlemeler saglanmistir. Bu gelismeler spesifik tedavinin gelistirilmesinde umutlari artirmistir. Erken teshis ve mental azalmada erken tedavi arastirmalari halen devam etmektedir. Ailesinde Alzheimer hastasi bulunan bireylerin düzenli uzman kontrollerine gitmeleri önemlidir. Erken teshis tibbi ilerlemeler gelistigi sürece avantaj saglayacaktir. |
romatoid artrit Romatoid artrit mikrobik olmayan eklem inflamasyonudur, vücudun diger bazi dokularinda da bozukluklara neden olur.Atritin en yaygin seklidir. Vücuttaki bircok eklemi etkiler sonucta kemikde,tendonda, ligamentde ve kikirdakta zarara neden olur. Hastalik her yasta görülür ancak kadinlarda erkeklere oranla daha fazla rastlanir. Nedeni? Romatoid artritin sebebi henüz kesin bilinmemektedir.Hastaligin olusmaya yatkinligi kalitimsal olabilir ancak diger faktörlerde etkilidir. Bircok bilim adami hastaliga enfeksiyonun yol actigini düsünmekteler fakat henüz ellerinde bunu kanitlayacak bir bir bulgu yok. Otoimmun hastaligidir, bunun anlami: vücudun kendi hücrelerini yabanci algilamasi ve ona saldirmasi. Sonucta eklemler iltihaplanir, iltihapli eklemde sicaklik,kirmizilik,sislik,hassaslik, agri ve yürümede güclük yasanir. Iltihap el ve ayak bileginde, el eklemlerinde, omuzda, boyunda, cenede, kalcada, dizde ve ayakta meydana gelir. Semptomlari Istah kaybi, kilo kaybi, ates, yorgunluk, agri, sabah sertligi, genellikle dirsek cevresine yumru, kuru agiz ve gözler RA'in semptomlaridir. Romatoid artrit bilegi ve bircok el eklemini etkiler fakat basparmagin haricinde el parmaklarina yakin olanlar eklemleri degil. Bunun tersine osteoartrit basparmagin oynak yerinin el parmaklarina yakin olan eklemleri de etkiler. RA eklemleri simetrik olarak tutar söyle ki eger sag basparmagin oynak yeri iltihaplanmissa sol elin basparmaginin oynak yerinin de iltihaplanmasi olagandir. Bu simetri artritin diger tiplerinde bulunmaz. Teshisi Laboratuar testleri ve x-ray uygulanir. Kan testinde anemi veya 'romatoid faktörü' antikoru bulunabilir, fakat hastanin RA olup olmadigini kesin gösteren kan testi bulunmamaktadir. Tedavisi RA henüz tedavisi yoktur. Tedavinin amaci agriyi azaltma, inflamasyonu azaltma, eklem hasarini yavaslatmaktir. Kullanilan ilaclar aspirin, non-steroidal anti-inflamatuar ilaclar (NSAID), kortizon ve prednison gibi kortikosteroidler, altin tuzu (Myochrysine, Solaganal), methotrexate (Rheumatrex), hydroxychloroquine (Plaquenil) ve diger antimalarial ilaclar, sulfasalazine (Azulfidine), D-penicillamine (Depen, Cuprimine), azathioprine (Imuran) ve cyclophosphamide (Cytoxan) gibi immun baskilayici ilaclar, acetaminophen veya codein gibi agri kesiciler. Eklemler sicak ve siskin oldugunda dinlenme iyi gelir. Eklemlerin güclenmesi icin pasif eksersiz uygulanmasi gerekir. Iklim degisimi RA dünyanin her bölgesinde meydana gelir bu yüzden iklim romatoid artritten ne korur ne de tedavi eder. Bircok hasta iklimdeki beklenmedik degisimin veya barometrik basincin RA'i kötülestirdigini fark ederler. Bircok RA'li bireyde iklimi farkli olan bir yere tasinmak saglik durumlarinda büyük degisiklik yapmaz. Sonuc RA'li hastalar dinlenme ve eksersiz arasinda iyi bir denge kurmalilar. Hastalik aktiflestiginde dinlenme, diger zamanda ise eksersiz yapmalari iyi gelir. Protein ve kalsiyum icerikli dengeli diet, sigarayi birakmak ve düzenli check-up uygulanmalidir. |
Anemi Anemi, kandaki alyuvarlarin veya hemoglobinin miktarinin normalden az olma durumudur. Anemi genelde kan tahlilleriyle tespit edilir. Kan tahlilinde, farkli tipdeki kan hücreleri sayilir. Günümüzde kan sayimi makinalar tarafindan otomatik yapilmaktadir. Kan tahlilinde 6 test yapilmaktadir. eritrosit sayimi hematokrit hemoglobin beyaz kan hücreleri diferansiyal kan sayimi trombosit Sadece ilk üc test, eritrosit, hematokrit ve hemoglobin, anemi teshisinde kullanilir. Eritrosit ( kirmizi kan hücresi) sayimi nedir? Eritrositler kanda en yaygin bulunan kan hücreleridir. Normalde kadinlarda 100ml kanda 4.8 milyon, erkeklerde 5.4 milyon eritrosit bulunur. Kirmizi kan hücre sayimi eritrosit sayisinin düsük mü (anemi) veya yüksek mi (polisitemi) oldugunu, büyüklügünü tespit etmek icin yapilir ve aneminin teshisinde kullanilir, eger anemi varsa, ne tip anemi oldugu da anlasilir. Hematokrit nedir? Hematokrit, eritrosit sayisinin yüksek mi, normal mi veya düsük mü oldugunu anlamada cok güvenilir bir yoldur.Hematokrit özellikle kanin ne kadarinin eritrositten yapildiginin ölcüsüdür. Hematokrit nasil yapilir? Parmaktan kan damlasi alinarak cam tüpün icine konulur.Kan örnegindeki alyuvarlar uygun sartlar altinda sentrifujde dönen tüpe konulur. Daha sonra kirmizi kan hücresi bulunan tüpün orani ölcülür. Bu oran 45% cikarsa, hematokrit 45'dir. Hemoglobin nedir? Hemoglobin kirmizi bir pigmenttir. Kirmizi kan hücrelerine ve kana kirmizi rengini verir.Fonksiyonel olarak, hemoglobin akcigerlerde O2'le birlesen anahtar kimyasal bilesiktir ve O2'i akcigerlerden vücuda tasir. Oksijen hücrelere enerji üretmeleri icin gerklidir. Kan ayrica enerji üretiminin artik ürünü olan CO2'i havaya geri verildigi akcigerlere tasir. Düsük hemoglobin seviyesi ne demektir? Düsük hemoglobin seviyeli insanlar anemilidir. Hemoglobin seviyesi düsük oldugunda eritrosit sayisi ve hematokrit de düsüktür. Anemili insanlarda O2'in vücuda dagilimi yetersizdir. Aneminin semptomlari nelerdir? Halsizlik, kolay yorulma, solgunluk, düzensiz kalp atislari ve nefes darligi aneminin semptomlari arasindadir. Aneminin nedenleri nelerdir? Anemiye sebep olan bircok neden vardir. Demir eksikligi Kadinlar her ay menstruasyon sirasinda kaybettikleri kandan dolayi erkeklere göre anemiye yakalanma sanslari daha yüksektir. Yetiskinlerde demir eksikligi kronik kan kayiplarindan kaynaklanir. Menstruasyon veya kolon kanseri gibi tekrarlayan kanamalar buna örnektir. Ayrica anemi aspirin ve ibuprofen gibi gastrointestinal kanamalara sebep olabilecek ilaclardan da gelisebilir. Bebek ve cocuklarda ise genelde dietteki demir eksikliginden anemi gelisir. Akut kan kayiplari Ic kanamalar (ülser kanamalari) veya dis kanamalar kisa zaman icerisinde anemiyle sonuclanir. Genler Kalitsal bozukluklar eritrositlerin yasam süresini azaltir ve orak hücreli anemide neden olur. Ayrica kalitimsal bozukluklar hemoglobinin yapimini zayiflatarak alfa ve beta talasemi'ye neden olur. Diger nedenler V12 eksikliginde pernisyöz anemi Folik anemi eksikliginde folik asit anemisi Antikorlarin alyuvarlarin yüzeyine yapismasi alyuvarlarin parcalanmasiyla hemolitik anemi gelisir. Kemik iligi hastaliklari da anemiye sebep olur. Aneminin tedavisi nasildir? Aneminin tedavisi tipine göre degisir. Bazen demir verilir bazen ise kan transfüzyonu yapilr. |
Diabetes Mellitus 'Diabetes' Yunanca'da asiri susama ve idrar yapma, 'mellitus' ise bal anlamina gelmektedir. Tip'da 'diabetes mellitus' halk dilinde ise seker hastaligi diye gecer. Diabetin bir cok tipi vardir, en cok rastlanan 3 tipi ise Tip1, Tip2 ve hamilelik sirasinda olusan diabet hastaligidir. Bu 3 tip arasinda ufak farklar vardir ancak hepsinde genel olan sekeri -glikozu- kandan hücrelere tasiyamamasi ya da az tasimasidir. Diabet hastasi olsun olmasin herkesin kaninda glikoz vardir, glikoz dietle karsilanir. Sindirim sistemi CHO'i glikoza cevirir daha sonra ise ince barsaktan kana absorbe edilir. Diabet hastaligi olmayanlarda pankreasin yaptigi hormon olan insulin glikozu sorunsuz kandan hücrelere tasir. Fakat diabetli kisiler ya ürettikleri glikozu yeterli kullanamazlar ya da insulin üretemezler.Insulin olmadan glikoz hücrelere tasinamaz ve kanda birikir böylece hiperglisemi tablosu ortaya cikar. Hiperglisemi asiri susamaya, yorgunluga, cok idrara cikmaya, bulanik görmeye neden olur. Kanda asiri glikoz bulunmasi belli süre sonra ciddi saglik sorunlarina sebep olur. Bu sorunlar: Kalp hastaliklari, felcler ve damar ( Kardiovasküler) hastaliklari. Kardiovasküler hastaliklar ölümle sonuclanabilecek rahatsizliklarin basinda gelir fakat nondiabetlilerle karsilastirilirsa diabetlilerin daha fazla riskle karsi karsiya kaldiklari görülmüstür. Böbrek hastaliklari: Ölümcül olabilir. Göz hastaliklari: Körlüge neden olabilir. Sinir sistemi hastaliklari: özellikle ayak ve bacaklarda ciddi enfeksiyonlara neden olur. Bu komplikasyonlara ek olarak, diabet ölümle sonuclanacak hastaliklarin basinda gelir diger taraftan kan glikoz seviyenizi mümkün oldugu kadar normale yakin tutarsaniz bu komplikasyonlar önlenebilir. Diabet mellitus'a neyin sebep oldugu tam olarak bilinmemektedir ancak genetik ve cevresel faktörler, viral enfeksiyonlar, zayif diet ve durgun yasam sekli bu hastaliga zemin hazirlamaktadir. Tip 1 diabet veya Insuline bagli diabetes mellitus Tip 1 diabetliler insulin üretemezler ve glikoz dengesini normal seviyede tutmak icin düzenli insulin ignesi olmalari gerekir. Tip1 diabetlilerin yaklasik yarisi 20 yas veya daha genctirler. Bu yüzden juvenil diabet de denir. Tip1 diabet hastalarda % 5-10 oraninda görülür, büyük cogunluk tip2 diabete sahiptir. Risk Faktörleri Ailede ayni hastaliga sahip olan varsa görülme orani daha fazladir. Beyaz irk Yasin 20'den az olmasi: tip1'li hastalarin cogu 20 yasindan kücüktürler. Sebepleri Genetik Faktörler: Diabetli ailelerin cocuklari kesin seker hastasi olacak demek degildir. Fakat bilim adamlari kalitimin önemli rol oynadigindan süphelenmektedirler. Arastirmalar tip1 diabet riskini artiran bir cok gen bulmusturlar ancak henüz hastaliga neden olan tek bir gen bulunamamistir. Otoimmunite hastaliklari:Otoimmunite hastaliklarinda immun sistem vücudun kendi hücrelerini yokeder. Tip1 diabette ise immun sistem pankreasda insulin üreten hücreleri (beta hücreleri) öldürür. Virüsler: Viral enfeksiyon sonrasi tip1 diabette genelde artis gözlenir. Kabakulak kizamikcik, cocuk felci virüsü direkt bu hastaliga neden olmazlar. Bu virüslerin yapisinda insülin üreten beta hücrelerine benzeyen protein vardir. Immün sistem beta hücrelerini virüsün proteinleriyle karistirir ve onlari yok eder. Inek sütü: Bazi calismalar bebeklik zamaninda inek sütü tüketiminin tip1 diabet riskini artirdigini ileri sürmektedir. Inek sütü beta hücrelerinde bulunan protein yapisina sahip proteine sahiptir. Bu konuda üretilen teori ise bebek inek sütü proteinine antikor üretir ve daha sonra yapica benzedikleri beta hücrelerini yok eder. Inek sütü her zaman tartisilmistir ve son zamanlarda Colorada üniversitesinin yaptigi arastirmalar bebeklik döneminde icilen inek sütüyle tip1 diabet riskinin artmasi arasinda hicbir baglanti bulunamamistir. Tip 2 veya Insüline bagli olmayan diabetes mellutus Diabetlilerin % 90-95 tip2'dir. Tip2 diabette insülin üretilir fakat hücreler insüline direnclidir. Bu hormona hücreler cevap vermezler böylece glikoz kanda birikir.Insülin direnci kilo artisi ve fiziksel aktivitenin azalmasiyla artar. Tip2 diabetlilerin cogunun yasam bicimi durgundur ve asiri sismandirlar. Boyla kilo arasinda ideal ölcüden en az %20 oraninda fazlalik vardir. Bazi hastalar insülin enjekte ederler fakat hastalik kilo kaybi, eksersiz ve agizdan diabet ilaclari kullanilarak kontrol edilir. Risk faktörleri genetik faktörler,irk yas: tip2 diabetli hastalarin cogu 30 yas üstüdür. fazla kilo ya da asiri kilolu olmak: insulin direnci kiloyla artar. durgun yasam bicimi:Insülin direnci eksersiz yetersizligiyle artar. gebelik döneminde diabet hastaligina yakalanmak: Bu diabet tipi yillar sonra tip2 diabet riskini artirir. Bazi ilaclarin kullanilimi: diüretikler (yüksek kan basinci icin kullanilan) , steroidler (inflamatuar durumlarda) tip2 diabet riskini artirir. Sebepleri Kesin bir nedeni yoktur, fakat tip1 ve tip2 diabette aile yatkinligi söz konusudur. Gercekte genetik faktör tip2'de daha kuvvetli neden olarak görülür. Bilim adamlari henüz hastaliga neden olan tek bir gen bulamamislardir. Arastirmacilar ayrica sismanliga genetik yatkinligin neden olabilecegini tartisiyorlar. Asiri sismanlik tip 2 diabete sebep olan önemli faktörlerden biridir. Hastaligin %45'i asiri sismandir. Henüz aciklanamayan nedenlerle , asiri vücut yagi tasimak insülin direncini artirmaktadir. Bu nedenle kilo kaybi insülinin daha etkin kullanimini saglar. Kilonuzu nerede tasidiginiz ne kadar tasidiginiz kadar önemlidir. Kiloyu kalcalarinin üstünde tasiyanlar (elma vücut) kiloyu kalcalarinda tasiyanlara (armut vücut) oranla tip2 diabete yakalanma sanslari daha fazladir. Yas diger bir unsurdur. Fakat yasin mi tip2 diabete neden oldugu yoksa insanlarin fiziksel aktivite yetersizligi sonucu kilo artisinin mi neden oldugu acik degildir. Hamilelik sirasinda olusan diabet Daha önce diabeti olmayan ve sadece hamilelik sirasinda gelisen diabet türüdür. Her yil yaklasik 135000 hamile kadinda görülür ve sonucta hamilelik bitiminde bu tip diabet sona erer. Fakat arastirmalar %40 oraninda bu tip diabetin 15 yil icinde tip2 diabete neden olacagini göstermistir. Tüm hamile kadinlarin 24. ve 28. hafta arasinda diabet testi yaptirmalilar. Risk faktörleri genetik nedenler, asiri sismanlik, irk Nedenleri Hormonlar: Hamile kadinlar bebegin gelisimi icin cesitli hormonlar üretirler. Fakat bu hormonlar kadinlarin insülini yeterli kullanmalarini zorlastirir ve insülin direncine neden olur. Genellikle insüline direnc 24. haftada ortaya cikar. Genetik: Hamilelik sirasinda olusan diabetin ve tip2 diabetin insulin direncine bagli gelistiginden arastimacilar bu iki hastaligin da genetik faktörlere dayandigini düsünmekteler. |
Viral Hepatit & Non-viral Hepatit Hepatit karacigerin iltihaplanmasidir. Hepatit viral veya non-viral olabilir ayrica kronik ya da akut seyredebilir. Viral hepatitin 5 ana formu vardir: Hepatit A, B, C D ve E. Hepatit A Saglik kosullarinin yetersiz oldugu alanlarda yaygindir. Fecesle kontamine olmus yiyeceklerin yenmesi veya suyun icilmesiyle bulasir. Ayrica oral-anal cinsel iliski sirasinda da bulasir. Enkübasyon süresi 2-6 haftadir. Hepatit A akut seyreder fakat kronik enfeksiyonla sonuclanmaz. Her yil Amerika'da yaklasik 150.000 insan hepatit A'dan enfekte olmaktadir. Hepatit B Cinsel iliski, kan transfüzyonu, enfekte insanin kanina maruz kalma, uyusturucu kullananlarin ayni igneyi kullanmalari, enfekte birisiyle ayni tras bicagini kullanma , kulak delme aletleriyle bulasir ayrica dogum sirasinda anneden cocuguna da gecebilir. Hepatit B AIDS'den daha bulasicidir. Her yil yaklasik Amerika'da 5 bin insan bu hastaliktan ölmektedir. Enkübasyon süresi 4-25 haftadir. Hepatit B vakalarinin %90'i akut seyreder, diger %10'luk kisim kroniklesir daha sonra ise siroza ve karaciger kanserine dönüsür. Enfekte olanlarin % 5-10'u tasiyici olurlar ve hicbir semptom göstermezler bu insanlara asemptomatik tasiyicilar denir. Ayrica saglik sektöründe calisanlar, enfekte olmus birisiyle ayni evi paylasanlar, kronik böbrek yetmezligi hastasi olanlar Hepatit B'ye yakalanma riskini artirirlar. Hepatit C Kan transfüzyonu ve uyusturucu kullananlarin ayni igneyi kullanilmalariyla gecer. Anneden cocuguna ve cinsel iliskiyle daha seyrek bulasir. Enkübasyon süresi 5-10 haftadir, % 15'i akut seyreder, diger % 85' kroniklesir, sirozla ve karaciger kanseriyle sonuclanir.Uzun dönem hemodializ hastasi olanlar, saglik sektöründe calisanlar, dövme, manikür/pedikür veya akapunktur yaptiranlar Hepatit C'ye yakalanma acisindan risk tasimaktadirlar. Hepatit D Hemofili hastalarinda ve IV ilac kullanan Hepatit B virusü tasiyicilarinda görülür. Hepatit D akut ya da kronik olabilir. Akut HBV enfeksiyonlarinin yaklasik %4'ü Hepatit D'yle birlikte görülür. Hepatit E Hepatit A'yla birlikte görülür fakat farkli bir virüs neden olur. Fekal kontaminasyonla bulasir. Akut seyreder, kronik enfeksiyona sebep olmaz. Non-viral Hepatit Alkolik Hepatit Asiri alkol tüketimi neden olur. Alkolik hepatit siroza neden olabilir. Toksik Hepatit Karbon tetraklorid, vinil klorid, trikloridetilen gibi toksinlerin alinmasi veya zehirli mantarlarin tüketilmesiyle olusur. Tuberküloz tedavisinde kullanilan isoniazid, yüksek kan basinci tedavisinde kullanilan methyldopa ve agri kesici acetaminophen, antibiotik erythromycin gibi cok amacli kullanilan ilaclar alkolik hepatite neden olur. Otoimmun hepatit Immün sistem karacigere saldirir sonucta karaciger iltihaplanir ve siroza neden olur. Otoimmun hepatit hastalarinin % 70'ini kadinlar olusturur. Semptomlar Hepatit virüsüyle enfekte olmus bir kisinin ilk karsilasacagi semptomlar hafif ates, kas ve eklem agrisi, mide bulantisi, kusma, ishal, istah kaybi,karinin sag tarafinda agri, gücsüzlüktür. Durum daha kötülestiginde ise sari deri ve göz aki, koyu idrar, irin bulunan acik renkli feces, kasinti, alkolik hepatitte büyümüs dalak, basagrisi, dolasim sorunlari, ruhsal degisimler, bas dönmesi rastlanan komplikasyonlardir. Tedavisi Hepatit A ve E icin hicbir tedavi yolu yoktur sadece mide bulantisi , kusma, ishal gibi semptomlar kontrol altina alinmaya calisilir. Bireysel hijyen ve cevresel saglik kosullarinin iyilestirilmesi hastaligin yayilmasini önlemede etkilidir. Hepatit A hastalarinin büyük bir kismi hicbir ciddi etki birakmadan iyilesmektedir. Hepatit B ise iyi dinlenmeyle ve protein/CHO icerikli iyi bir dietle tedavi edilir. Eger hastalik gecmesse antiviral ajan interferon kullanilir ayrica karaciger transplantasyonu diger bir tedavi secenegidir. Kronik hepatit C virusü icin kullanilan tedavi yolu interferon alfa-2b'dir. Arastirmacilar interferon-ribavirin, interferon-amantidine ve interferon- nonsteroid anti inflamatuar ilac kullanim kombinasyonlarini test etmektedir ayrica hastaligin tedavisinde karaciger transplantasyonu kullanilmaktadir. Alkolik hepatit icki tüketiminin kesilmesi, iyi beslenme ve dinlenmeyle tedavi edilir. Otoimmün hepatit kortikosteroidlerin uzun dönem kullanimiyla gecer böylece immun sistem cevabi baskilanir ve iltihaplanma azalir. Toksik hepatit zararli maddeyi vücuttan tamamen temizlemekle tedavi edilir. Bazi vakalarda hepatit karacigere ciddi zararlar verir, böyle bir durumda karaciger fonksiyonunu yapamaz hale gelir ve transplantasyon tek caredir. |