SAGLIK



Saglik insan hayatinin en önemli unsurlarindan biridir. Insan kendi sagligina dikkat etmezse feci durumlar meydana gelebilir. Her insanin tip tahsili yaparak doktor olmasi mümkün olmadigina göre, hiç olmazsa sagligi ve hastaliklar hakkinda temel bir bilgiye sahip olmasi sarttir. Bu yolda yapilacak en ufaktan,en büyüge kadar egitim ve ögretim insanliga yapilacak en büyük hizmetlerden biridir.Herkesin ilk yardim tedavilerini bilmesi sarttir. Sirasiyla basit ama her an insanin basina gelebilecek hastaliklardan ve acil tedavilerinden bahsedelim: Adale ve eklemlerde meydana gelen rahatsizliklar:

1 .BURKULMA: Eklemlerdeki baglarin yada çevresindeki dokularin ani ve sert bir hareket sonucunda bükülmesine, gerilmesine ve yirtilmasina halk dilinde Burkulma denir. Burkulmalar en çok ayak ve el bileklerinde görülür. Örnegin: yürürken ya da kosarken aniden bükülmesi sonucu ayak bileginde burkulma meydana gelebilir. Burada siddetli bir agri duyulur. Sislik görülür. Ancak hareket yetenegini tümüyle yitirmez. Ayak ve el bileginizde burkulma meydana geldiginde, burkulan yeri en rahat edeceginiz konuma getirerek hareketsiz tutunuz. Hareketi önlemek ve sismeye karsi bir önlem olmak üzere burkulan yeri sert bir sargi beziyle siki sikiya sariniz. Burkulma ayaginizdaysa ayakkabi giymeyiniz. Zorunluk olmadikça yürümeyiniz. Kisa mesafede yürümek zorundaysaniz da o ayaginiza yük vermeyiniz. Agri siddetliyse ve sürüyorsa kirik olasiligina karsi bir doktora basvurunuz. Röntgen çektirmekte yarar vardir. Dizde gelen çarpma ve burkulmalarda çok siddetli agri duyulur. Bu durumda dizinizi siki bir sargiyla sararak hareketsiz tutunuz. Durumunuzda düzelme olsa da , meniskus olasiligina karsi uzman doktora bas vurmayi geciktirmeyin.

ÇIKIK YA DA KAYMA: Bir eklem yerindeki burkulma ile çikma ya da kayma arasindaki farki öncelikle iyi tanimak gerekir. Burkulma aninda hemen sislik olmaz. Bir süre sonra olusur. Çikikta ise, eklem görünür bir biçimde yerinden hemen firlayarak bir sislik yapar. Ayrica burkulmada hareket olanagi varken, çikikta hareket yetenegi yoktur. Siddetli agri veren çikikta, incinen yeri yumusak destek kullanarak agriyi en aza indirecek duruma getiriniz. Sik rastlanan önemli çikiklardan biri omuz çikigidir. Omuzu büyükçe bir esarpla sarin ve koltuk altina katlanmis bir çarsaf koyun hemen doktora gidin

. KRAMP: Yaz günlerinde yüzerken ya da her mevsimde herhangi bir hareketi yaparken, hatta uyurken bile karsilastigimiz bir rahatsizliktir. Kaslarin birden bire siddetli agriyla kasilip gerilmesi biçiminde ortaya çikar. En sik görülen kramp ise baldir kaslarinda olur. Bularin baslica nedeni bacak kaslarina kan ve oksijen tasiyan atardamarlarin daralmasi yada kasilmasidir. Siki çorap lastikleri,dar ayakkabilar, kramplara yol açabilir. Kramp geldiginde hiç telasa kapilmadan o bölgeyi rahatlatmaya bakiniz, bir dakika kadar sonra agrinin siddetini kontrol ederek hafif masajlar ve hareketler yapiniz. Birkaç dakika içinde kaslarin normale döndügünü görürsünüz. Kramp aninda siddetli müdahaleden kaçininiz. Agri uzun sürerse, o bölgenin üzerine nemli sicak bir havlu koyun. Yüzerken kramp girdiginde en önemli nokta korkuya kapilmamak ve set hareketlere kalkismamaktir. Kramp giren ayaginizi ya da kolunuzu kullanmadan yavas yavas kiyiya dogru yüzebilir ve yakininizdaki birine durumu bildirebilirsiniz. Ayak parmaklarinda ve elde görülen kramplar da rahatlatici konuma getirerek ve hafif ovusturmalarla giderilir.

ZEDELENME: Bir kasin yada kas gurubunun sert yada ani bir hareketle fazla uzamasi ve yirtilmasi sonucunda zedelenme meydana gelir. Zedelenmenin meydana geldigi bölgede ani ve siddetli bir agri duyulur. Sisme görülebilir. Hasta hemen rahat duruma getirilmelidir. Söz konusu kolu yada bacagi yukari dogru kaldirilarak hareketsiz tutunuz. Soguk kompres uygulayiniz. Zaman geçirmeden bir saglik kurulusuna gidiniz.

ALLERJI: Belirli etkenlere karsi duyarli olan kimi bünyelerde birden bire alerji ile karsilasilabilir. Yaz aylarina girerken bir yandan bitkilerin tozlari, bir yandan da günesin etkisiyle alerji olan bünyeler vardir. Onun için alerjinin belirtisi çesitlidir. Kasinma,ciltte kizarti, nefes darligi ve kusma en fazla görülen alerji belirtilerdir. Alerjiye neden olan etkenlerden mümkün oldugu kadar uzak durmak gerekir. Eger israrli ve kendinizin önleyemedigi bir alerji ile karsilasirsaniz bir alerji uzmani doktora bas vurmalisiniz.

AKCIGER TIKANMASI: Akciger tikanmasi, akcigerlerin atardamarlarda bir pihticik nedeniyle dolasmanin durmasi demektir.genellikle bu pihticik toplardamarin bacak bölümünde filibit denilen iltihaplanmanin akcigere yürümesinden kaynaklanir. Bu tikanma ciddi sonuçlar verebilir. Kalp durmasina dahi yol açabilir. Akciger tikanmasinda hasta gögüs kafesinde siddetli agri duyar. Bagrina biçak saplaniyormus gibi olur.soluk alip vermekte çok güçlük çeker. Gögüs tikanmasina yol açabilecek filibitin olusmasini önlemek için, özellikle yatalak hastalar kan pihtilasmasini giderici ilaçlarla tedavi edilir. Hastanin bacaklarinin olabildigince hareket ettirmesi de bir önlemdir.

ATES YÜKSELMESI: Ates yükselmesi,insan vücudundaki hastaligin en saglam bir belirtisidir. Hemen bütün hastaliklar ates yaptigindan buna karsi duyarli olmalidir. En az 15 dakikadir dinlenmekte olan bir insanda vücudun normal sicakligi 37 derecedir. Hareket halinde ise vücut sicakliginin yükselmesi dogaldir. Ancak dinlenme durumunda 38 dereceyi bulan ates bir hastaligin habercisi demektir. Bunun için tek yapilacak sey bir doktora bas vurmaktir. Yoksa altindan birçok hastalik çikabilir.

Bogaz Iltihabi :

Tip dilinde farenjit veya anjin adi verilen bu hastaligin nedenleri; nezle ve grip gibi atesli hastaliklarla, havadaki zararli maddeler, sinüzit, alkol veya sigaradir. Yapilacak ilk is; istirahat etmektir. Mümkün oldugu kadar az konusmak da yararlidir. Ayrica asagidaki reçeteler de uygulanir. Malzeme : Sirke Hazirlanisi : 1 litre saf sirkeye batirilan tülbent, bogaza sarilir. Yatmadan önce de ayak tabanlari sirke ile ogulup, kurulanir.

Anus Kasintisi :

Anus (serç); yani sindirim kanalinin dogrubagirsak denilen son kismindaki çikis deligi veya çevresinde (oturak yerinde) görülen kasintilarin nedeni çesitlidir. Bunlar arasinda; kilkurtlari, sümüksü akinti, basur, çatlak, ishal veya kabizlik, egzama (mayasil), sinir bozuklugu veya yeteri kadar temizlige dikkat edilmemesi sayilabilir. Malzeme : Bal, zeytinyagi Hazirlanisi : 2 çorba kasigi süzme bal ile 2 tatli kasigi zeytinyagi karistirilir. Bir pamukla kasinan yere sürülür. 4 saat sonra, ilik sabunlu su ile yikanir. Sikayetler geçinceye kadar ayni isleme devam edilir.

AYAK ve AYAK HASTALIKLARI: Kirik ve çikiklarin, yaralanmalarin haricinde en çok rastlanan ayak hastaliklari; ayak damarlarindaki bozukluklar, düz tabanlik, mantar hastaliklari, ve gut hastaliklaridir. Düz tabanlilik sahsin çabuk yorulmasina, sebep olur. Çocukluk çaginda fark edilirse tedavisi özel ayakkabilarla mümkündür. Mantar hastaligi, parmak aralarinin çatlamasi, su toplamasi, kasinti ve yanma ile kendini gösteren ve agrilara sebep olan bir ayak hastaligidir. Ayak temizligine dikkat etmeyenlerde daha sik görülür. Tedavi için ayaklar sikça yikanmali, her gün çorap degistirmeli, mantar ilaçlari sürülmelidir. Alkolde eritilmis iyot da faydalidir.

ATES: Ates, birçok hastaliklarin en önemli arazlarindan biridir. Basta mikrobik hastaliklar, olmak üzere romatizmal hastaliklar, fena urlar, kansizlik, enfarktüs gibi vücut dokularinin bir kisminin ölmesi halleri, asilar,alerjik hastaliklar atesin sebepleri olabilir. Mikrobik hastaliklarda ates ekseriyetle birden baslar ve birden yükselir. Normal bir insanin atesi 36,5-37 arasinda degisir. Çocuklarda 37,5 hatta 38 derece ates bazen normal sayilir. Bu ates koltuk altindan ve kasiktan alinan atestir. Agizdan ve makattan alinan ates, 39-40 dereceye kadar, çocuklarda 41 dereceye kadar çikabilir. Çocuklarin atese tahammülleri büyüklerden daha fazladir.yüksek ates bazen suur bulanikligina ve sayiklamalara sebep olabilir. Çocuklarda havaleyi uyandirabilir. Fakat ates esnasinda o kadar korkulacak bir olay degildir. Vücudun hastaliga karsi mukavemetidir. Mikrobik hastaliklardan tifo, tifüs, zatürree, menenjit, kizil,kizamik,sitma, sari humma, veba, çiçek, dizanteri, grip, Asya gribi, agir bademcik iltihaplari, hat romatizma, mikrobik bir hastalik olmamakla beraber, yüksek ates ve siddetli eklem agrilari, çok terleme olur. Bazi kan kan kanserleri de mikrobik hastaliklar gibi ani ve yüksek atesle baslar. Frengi, tüberküloz, virüslerin yaptiklari sariliklar, kansizlik,vesaire gibi hastaliklar çok zaman yüksek bir atese sebep olabilirler.

TEDAVI: atesin özel bir tedavisi yoktur. Eskilerden beri kullanilan aspirin,gibi ilaçlar kullanmakta acele ve doktor için önemli bir araz olan ates seklini kamufle etmemek daha dogru olur. Ates tedavisi diye bir tedavi yoktur. Atesi yapan hastaligin tedavisi vardir. Hastalik iyi olunca ateste kendiliginden düser. Bir hastalik ates normale düsmedikçe iyi olmus sayilmaz. Atesli hastalara bol miktarda su verilmelidir. Çünkü bu hastalar terle vücudundaki tuzu disari atar. Bunlara tuz ilave edilmelidir. Bol ve kuvvetli gidalar ve vitaminler verilmelidir. Porasetemol içeren ilaçlarda atesin düsmesinde yardimci olurlar hem tedavi ederler hem de atesi düsürürler tabi doktor konturolu sarttir.

KADINLARDA IDRAR KAÇIRMA (IDRAR INKONTINANSI)

Kadinlarda özellikle gündüz ve uyanikken istemi disinda idrar kaçirma bu baslik altinda degerlendirilmektedir. Tanimda idrar kaçirmanin miktari yoktur ; çünkü hijyenik pet kullanmak zorunda olmasina ragmen yakinmayan kadinlarin yaninda ,damlama seklinde ve seyrek idrar kaçirmalarini bile büyük bir sorun olarak gören kadinlar da vardir. Böylece idrar kaçirmanin hastalik boyutu kadinin sosyal durumuna siki sikiya baglidir. Kirsal kesimde sorun yaslanmaya bagli dogal bir problem gibi görülerek doktora basvurulmazken ,kentlerde ve özellikle çalisan kadinlarda idrar kaçirma derin depresyon,yalnizlik duygusu ve sosyal iliskilerde daralmaya (idrar kokusu,islaklik hissi) yol açarak daha erken dönemlerde tedavi için doktora basvurmaya neden olmaktadir. Kadinlarin %25’inin hayatlarinin herhangi bir döneminde idrar kaçirdigi hesaplanmistir. Idrar kaçirma kadin tarafindan saklanan ve genellikle utanilacak bir sorun olarak karsimiza çikmaktadir. Bir arastirmada idrar kaçirmasi olan kadinlarin %70 ‘i doktora baska nedenlerle basvurdugunda yapilan muayene ve öykü alma sonucu idrar kaçirmanin varliginin tespit edildigi görülmüstür. Kadinlarin ömürlerinin uzamasi ile sorun daha da büyümektedir.

Idrar kaçirma baslica 3 ana grupta incelenir

Gerçek Stres Inkontinans (Kas, sinir güçsüzlügüne bagli)

Detrusor Instabilitesi (Mesanenin kontrol edilemeyen otomatik kasilmasi)

Karisik (her iki durumun da varligi)

Gerçek Stress Inkontinans Daha çok dogum yapmis kadinlarda görülür. Kasik adalelerinin veya sinirlerinin dogum sirasinda zedelenmesi sonucu, mesane boynu öksürme, hapsirma, gülme, merdiven çikma, yük tasima, cinsel iliski sirasinda yer degistirerek veya kapanamayarak karin içinde artan basinçla hasta idrar kaçirir. Tedavi genellikle cerrahidir. Fizik tedavi (kasik adalelerinin güçlendirilmesi), elektrikle uyarma (stimulasyon), menapozdaki kadinlarda hormon tedavisi de uygulanabilir. Detrusor Instabilitesi Genellikle daha ileri yaslarda görülmesine ragmen, mesanenin tahris oldugu durumlarda (iltihap, tas, tümör vb) her zaman ortaya çikabilir. Bu hastalarda küçükken gece yataga iseme, gece uykudan uyanarak idrar yapma (normalde 2 kez olabilir), gündüz çok idrara çikma (normalde 6 kez) daha siktir. Su sesi ile idrar hissi veya sikisma olabilir. Genellikle fiziksel aktivite (gülme, konusma, hapsirma,öksürme, yük kaldirma, cinsel aktivite gibi) ile de tetigi çekilebilen ansizin idrar yapma hissi duyarak tuvalete kosan hasta tuvalet kapisinda idrarini tutamayip kaçirir. Tedavide cerrahinin yeri yoktur. Fizik tedavi (mesanenin yeniden terbiyesi), elektrikle uyarma (stimulasyon), ilaç tedavisi uygulanir. Karisik Idrar Kaçirma Yukarida bahsedilen her iki durum ayni hastada birlikte vardir. Her tedavi seçenegi de uygulanabilir. Önce ameliyat,sonra fizik tedavi, ilaç veya elektrikle uyarma veya önce fizik tedavi sonra ameliyat denenebilir. Tani Hastanin idrar kaçirmasinin sekli ögrenilir. Daha sonra jinekolojik muayene yapilarak mesane, mesane boynu, vajen ve rahimde sarkma olup olmadigi, özellikle daha önce geçirilmis ameliyatlara bagli idrar yollarindan hazneye olusan kanalcik, fistüllerle olusmus sürekli kaçaklar olup olmadigi arastirilir. Bu islemlerden sonra hastanin idrar tahlili, iltihap açisindan idrar kültürleri yapilir. Bu tetkiklerde anormal bulgu tespit edilirse uygun tedavi yapilir. Daha sonra hastanin idrar kaçirmasini gözlemek için mesaneye bir miktar sivi verilerek veya sikismasi beklenerek ikindirma ile idrar kaçirma gözle görülmeye çalisilir. Idrar kaçirmanin varligini veya miktarini tespit edebilmek için ped test yapilabilir. Hasta bu test için 24 saatlik bir zaman içerisinde degistirdigi pedleri getirir. Pedlerin kuru ve islak agirliklari arasindaki fark hesaplanarak kaçirmanin varligi ve miktari tespit edilmeye çalisilir. Özellikle daha önce idrar kaçirma ameliyati olmasina ragmen idrar kaçirmaya devam eden hastalar ve ameliyat yapilacak hastalarda daha ayrintili bir inceleme olan Ürodinami yapilir. Bu islem sirasinda hastanin mesanesine yerlestirilen bir kateter ile tuzlu su verilerek dolma, kaçirma ve iseme basinçlari bilgisayar yardimiyla kaydedilerek rakamsal ve grafik olarak yazdirilir. Ürodinami son derece karmasik ve pahali bir test olmasi nedeniyle her hastaya uygulanmasi dogru degildir. Muayene ve hastalik öyküsünden faydalanilarak bazi tedaviler denenip sonuca göre ürodinami veya operasyona karar verilebilir.
KOLESTEROLUN ÖNEMI
Kalp ve damar hastaliklari, Türkiye'de ve diger ülkelerde ölümlere ve kalici sakatliklara yol açan yaygin sorunlardir. Türkiye’de, 6 milyon kiside kan kolesterol düzeyi sinirda yüksek (200-239 mg/dl) ve 2 milyon kiside yüksektir (240 mg/dl ve üstü). Gelismis ülkelerde ölüm nedenleri arasinda, kalp ve damar hastaliklari ilk siradadir ve yüksek kolesterol, yüksek tansiyon, sismanlik gibi sorunlarin düzeltilmesi ile bu ölümler önlenebilir veya geciktirilebilir. Bu nedenle, Dünya Saglik Örgütü, kalp ve damar hastaliklarini 1 numarali insanlik düsmani ilan etmistir. Kalp ve damar hastaliklarini kolaylastiran faktörlere, kardiyovasküler risk faktörleri adi verilir. Kanda, kolesterol ve LDL-kolesterolün yüksek olmasi, hasta için risktir ve kolesterol yüksekligi bir kardiyovasküler risk faktörüdür. HDL-kolesterolün düsük olmasi da bir risktir. Bu riske sahip hastalarda, kalp krizi, felç, damar tikanmasi, böbrek yetmezligi gibi hastaliklarin ortaya çikma olasiligi daha fazladir.



KADINLARDA IDRAR KAÇIRMA (IDRAR INKONTINANSI)

Kadinlarda özellikle gündüz ve uyanikken istemi disinda idrar kaçirma bu baslik altinda degerlendirilmektedir. Tanimda idrar kaçirmanin miktari yoktur ; çünkü hijyenik pet kullanmak zorunda olmasina ragmen yakinmayan kadinlarin yaninda ,damlama seklinde ve seyrek idrar kaçirmalarini bile büyük bir sorun olarak gören kadinlar da vardir. Böylece idrar kaçirmanin hastalik boyutu kadinin sosyal durumuna siki sikiya baglidir. Kirsal kesimde sorun yaslanmaya bagli dogal bir problem gibi görülerek doktora basvurulmazken ,kentlerde ve özellikle çalisan kadinlarda idrar kaçirma derin depresyon,yalnizlik duygusu ve sosyal iliskilerde daralmaya (idrar kokusu,islaklik hissi) yol açarak daha erken dönemlerde tedavi için doktora basvurmaya neden olmaktadir. Kadinlarin %25’inin hayatlarinin herhangi bir döneminde idrar kaçirdigi hesaplanmistir. Idrar kaçirma kadin tarafindan saklanan ve genellikle utanilacak bir sorun olarak karsimiza çikmaktadir. Bir arastirmada idrar kaçirmasi olan kadinlarin %70 ‘i doktora baska nedenlerle basvurdugunda yapilan muayene ve öykü alma sonucu idrar kaçirmanin varliginin tespit edildigi görülmüstür. Kadinlarin ömürlerinin uzamasi ile sorun daha da büyümektedir.

Idrar kaçirma baslica 3 ana grupta incelenir

Gerçek Stres Inkontinans (Kas, sinir güçsüzlügüne bagli)

Detrusor Instabilitesi (Mesanenin kontrol edilemeyen otomatik kasilmasi)

Karisik (her iki durumun da varligi)

Gerçek Stress Inkontinans Daha çok dogum yapmis kadinlarda görülür. Kasik adalelerinin veya sinirlerinin dogum sirasinda zedelenmesi sonucu, mesane boynu öksürme, hapsirma, gülme, merdiven çikma, yük tasima, cinsel iliski sirasinda yer degistirerek veya kapanamayarak karin içinde artan basinçla hasta idrar kaçirir. Tedavi genellikle cerrahidir. Fizik tedavi (kasik adalelerinin güçlendirilmesi), elektrikle uyarma (stimulasyon), menapozdaki kadinlarda hormon tedavisi de uygulanabilir. Detrusor Instabilitesi Genellikle daha ileri yaslarda görülmesine ragmen, mesanenin tahris oldugu durumlarda (iltihap, tas, tümör vb) her zaman ortaya çikabilir. Bu hastalarda küçükken gece yataga iseme, gece uykudan uyanarak idrar yapma (normalde 2 kez olabilir), gündüz çok idrara çikma (normalde 6 kez) daha siktir. Su sesi ile idrar hissi veya sikisma olabilir. Genellikle fiziksel aktivite (gülme, konusma, hapsirma,öksürme, yük kaldirma, cinsel aktivite gibi) ile de tetigi çekilebilen ansizin idrar yapma hissi duyarak tuvalete kosan hasta tuvalet kapisinda idrarini tutamayip kaçirir. Tedavide cerrahinin yeri yoktur. Fizik tedavi (mesanenin yeniden terbiyesi), elektrikle uyarma (stimulasyon), ilaç tedavisi uygulanir. Karisik Idrar Kaçirma Yukarida bahsedilen her iki durum ayni hastada birlikte vardir. Her tedavi seçenegi de uygulanabilir. Önce ameliyat,sonra fizik tedavi, ilaç veya elektrikle uyarma veya önce fizik tedavi sonra ameliyat denenebilir. Tani Hastanin idrar kaçirmasinin sekli ögrenilir. Daha sonra jinekolojik muayene yapilarak mesane, mesane boynu, vajen ve rahimde sarkma olup olmadigi, özellikle daha önce geçirilmis ameliyatlara bagli idrar yollarindan hazneye olusan kanalcik, fistüllerle olusmus sürekli kaçaklar olup olmadigi arastirilir. Bu islemlerden sonra hastanin idrar tahlili, iltihap açisindan idrar kültürleri yapilir. Bu tetkiklerde anormal bulgu tespit edilirse uygun tedavi yapilir. Daha sonra hastanin idrar kaçirmasini gözlemek için mesaneye bir miktar sivi verilerek veya sikismasi beklenerek ikindirma ile idrar kaçirma gözle görülmeye çalisilir. Idrar kaçirmanin varligini veya miktarini tespit edebilmek için ped test yapilabilir. Hasta bu test için 24 saatlik bir zaman içerisinde degistirdigi pedleri getirir. Pedlerin kuru ve islak agirliklari arasindaki fark hesaplanarak kaçirmanin varligi ve miktari tespit edilmeye çalisilir. Özellikle daha önce idrar kaçirma ameliyati olmasina ragmen idrar kaçirmaya devam eden hastalar ve ameliyat yapilacak hastalarda daha ayrintili bir inceleme olan Ürodinami yapilir. Bu islem sirasinda hastanin mesanesine yerlestirilen bir kateter ile tuzlu su verilerek dolma, kaçirma ve iseme basinçlari bilgisayar yardimiyla kaydedilerek rakamsal ve grafik olarak yazdirilir. Ürodinami son derece karmasik ve pahali bir test olmasi nedeniyle her hastaya uygulanmasi dogru degildir. Muayene ve hastalik öyküsünden faydalanilarak bazi tedaviler denenip sonuca göre ürodinami veya operasyona karar verilebilir.

SAGLIK 2



Bogaz Iltihabi :

Tip dilinde farenjit veya anjin adi verilen bu hastaligin nedenleri; nezle ve grip gibi atesli hastaliklarla, havadaki zararli maddeler, sinüzit, alkol veya sigaradir. Yapilacak ilk is; istirahat etmektir. Mümkün oldugu kadar az konusmak da yararlidir. Ayrica asagidaki reçeteler de uygulanir. Malzeme : Sirke Hazirlanisi : 1 litre saf sirkeye batirilan tülbent, bogaza sarilir. Yatmadan önce de ayak tabanlari sirke ile ogulup, kurulanir.

Anus Kasintisi :

Anus (serç); yani sindirim kanalinin dogrubagirsak denilen son kismindaki çikis deligi veya çevresinde (oturak yerinde) görülen kasintilarin nedeni çesitlidir. Bunlar arasinda; kilkurtlari, sümüksü akinti, basur, çatlak, ishal veya kabizlik, egzama (mayasil), sinir bozuklugu veya yeteri kadar temizlige dikkat edilmemesi sayilabilir. Malzeme : Bal, zeytinyagi Hazirlanisi : 2 çorba kasigi süzme bal ile 2 tatli kasigi zeytinyagi karistirilir. Bir pamukla kasinan yere sürülür. 4 saat sonra, ilik sabunlu su ile yikanir. Sikayetler geçinceye kadar ayni isleme devam edilir.

AYAK ve AYAK HASTALIKLARI: Kirik ve çikiklarin, yaralanmalarin haricinde en çok rastlanan ayak hastaliklari; ayak damarlarindaki bozukluklar, düz tabanlik, mantar hastaliklari, ve gut hastaliklaridir. Düz tabanlilik sahsin çabuk yorulmasina, sebep olur. Çocukluk çaginda fark edilirse tedavisi özel ayakkabilarla mümkündür. Mantar hastaligi, parmak aralarinin çatlamasi, su toplamasi, kasinti ve yanma ile kendini gösteren ve agrilara sebep olan bir ayak hastaligidir. Ayak temizligine dikkat etmeyenlerde daha sik görülür. Tedavi için ayaklar sikça yikanmali, her gün çorap degistirmeli, mantar ilaçlari sürülmelidir. Alkolde eritilmis iyot da faydalidir.

ATES: Ates, birçok hastaliklarin en önemli arazlarindan biridir. Basta mikrobik hastaliklar, olmak üzere romatizmal hastaliklar, fena urlar, kansizlik, enfarktüs gibi vücut dokularinin bir kisminin ölmesi halleri, asilar,alerjik hastaliklar atesin sebepleri olabilir. Mikrobik hastaliklarda ates ekseriyetle birden baslar ve birden yükselir. Normal bir insanin atesi 36,5-37 arasinda degisir. Çocuklarda 37,5 hatta 38 derece ates bazen normal sayilir. Bu ates koltuk altindan ve kasiktan alinan atestir. Agizdan ve makattan alinan ates, 39-40 dereceye kadar, çocuklarda 41 dereceye kadar çikabilir. Çocuklarin atese tahammülleri büyüklerden daha fazladir.yüksek ates bazen suur bulanikligina ve sayiklamalara sebep olabilir. Çocuklarda havaleyi uyandirabilir. Fakat ates esnasinda o kadar korkulacak bir olay degildir. Vücudun hastaliga karsi mukavemetidir. Mikrobik hastaliklardan tifo, tifüs, zatürree, menenjit, kizil,kizamik,sitma, sari humma, veba, çiçek, dizanteri, grip, Asya gribi, agir bademcik iltihaplari, hat romatizma, mikrobik bir hastalik olmamakla beraber, yüksek ates ve siddetli eklem agrilari, çok terleme olur. Bazi kan kan kanserleri de mikrobik hastaliklar gibi ani ve yüksek atesle baslar. Frengi, tüberküloz, virüslerin yaptiklari sariliklar, kansizlik,vesaire gibi hastaliklar çok zaman yüksek bir atese sebep olabilirler.

TEDAVI: atesin özel bir tedavisi yoktur. Eskilerden beri kullanilan aspirin,gibi ilaçlar kullanmakta acele ve doktor için önemli bir araz olan ates seklini kamufle etmemek daha dogru olur. Ates tedavisi diye bir tedavi yoktur. Atesi yapan hastaligin tedavisi vardir. Hastalik iyi olunca ateste kendiliginden düser. Bir hastalik ates normale düsmedikçe iyi olmus sayilmaz. Atesli hastalara bol miktarda su verilmelidir. Çünkü bu hastalar terle vücudundaki tuzu disari atar. Bunlara tuz ilave edilmelidir. Bol ve kuvvetli gidalar ve vitaminler verilmelidir. Porasetemol içeren ilaçlarda atesin düsmesinde yardimci olurlar hem tedavi ederler hem de atesi düsürürler tabi doktor konturolu sarttir.


KOLESTEROLUN ÖNEMI
Kalp ve damar hastaliklari, Türkiye'de ve diger ülkelerde ölümlere ve kalici sakatliklara yol açan yaygin sorunlardir. Türkiye’de, 6 milyon kiside kan kolesterol düzeyi sinirda yüksek (200-239 mg/dl) ve 2 milyon kiside yüksektir (240 mg/dl ve üstü). Gelismis ülkelerde ölüm nedenleri arasinda, kalp ve damar hastaliklari ilk siradadir ve yüksek kolesterol, yüksek tansiyon, sismanlik gibi sorunlarin düzeltilmesi ile bu ölümler önlenebilir veya geciktirilebilir. Bu nedenle, Dünya Saglik Örgütü, kalp ve damar hastaliklarini 1 numarali insanlik düsmani ilan etmistir. Kalp ve damar hastaliklarini kolaylastiran faktörlere, kardiyovasküler risk faktörleri adi verilir. Kanda, kolesterol ve LDL-kolesterolün yüksek olmasi, hasta için risktir ve kolesterol yüksekligi bir kardiyovasküler risk faktörüdür. HDL-kolesterolün düsük olmasi da bir risktir. Bu riske sahip hastalarda, kalp krizi, felç, damar tikanmasi, böbrek yetmezligi gibi hastaliklarin ortaya çikma olasiligi daha fazladir.
KOLESTEROL NEDEN YÜKSELIR
Kanda kolesterol düzeyini etkileyen çok sayida faktör vardir. Bu faktörlerin bazilari önlenebilir niteliktedir. Bunlardan bazilari: Kalitimsal faktörler Yedigimiz gidalar Sismanlik Stres gibi faktörler kolesterolü ve kötü huylu kolesterolü yükseltir. Düzenli egzersiz, iyi huylu kolesterolü yükseltir ve kötü huylu kolesterolü azaltir. 60-65 yasa kadar, yasla birlikte kolesterol düzeyi artar. Kadinlarda, menopozdan sonra kolesterol düzeyi arta
r.
YÜKSEK KOLESTEROL

Kanda kolesterol ve LDL-kolesterolün yüksek olmasi, hasta için risk tasir. HDL-kolesterolün düsük olmasi da bir risktir. Bu riske sahip hastalarda, kalp krizi, felç, damar tikanmasi, böbrek yetmezligi gibi hastaliklarin ortaya çikma olasiligi daha fazladir.
20 yasin üzerinde
Kan kolesterol düzeyi
< 200 mg/dl istenilen düzey
200-239 mg/dl arasi sinirda yüksek
> 240 mg/dl yüksek
Kan LDL-kolesterol düzeyi
< 130 mg/dl istenilen düzey
130-159 mg/dl arasi sinirda yüksek
> 160 mg/dl > 160 mg/dl
Kan HDL-kolesterol düzeyi
< 35 mg/dl düsük
Kolesterol > 200 mg/dl veya LDL-kolesterol > 130 mg/dl veya HDL-kolesterol < 35 mg/dl ise RISK FAZLADIR
HDL-kolesterol yükseldikçe risk azalir. Ortalama HDL-kolesterol düzeyi,
kadinda 55 mg/dl

erkekte 45 mg/dl’dir.

Yani kadinlar bu yönden daha sanslidir.
Kan trigliserid düzeyi
< 200 mg/dl normal
200-400 mg/dl arasi sinirda yüksek
400-1000 mg/dl arasi yüksek
> 1000 mg/dl çok yüksek

Kanda kolesterolün yüksek olmasi, yag metabolizmasi bozuklugudur. Yag metabolizmasi bozuklugundan süphe edilen bir hastada yapilmasi gereken islem, kan alinarak öncelikle kolesterol, LDL-kolesterol, HDL-kolesterol ve trigliserid düzeyi ölçülmesidir. Tedaviye karar vermeden önce, bu degerler en az 2 kere ölçülmelidir. Tedavi düzenlenirken öncelikle LDL-kolesterol düzeyleri temel alinmalidir.


YÜKSEK KOLESTEROLUN VERDIGI ZARARLAR

Kanda asiri miktarda bulunan kolesterol, yavas yavas (yillar içinde) damarlarin duvarinda birikir. Bu birikim sonucu damarlarda daralma, tikanma ortaya çikar. Bu durum, bir su borusunda pisliklerin birikmesine benzetilebilir. Kolesterol hangi damarda birikmisse o damarla iliskili sorunlar ve hastaliklar ortaya çikar.

Kolesterol yüksekliginde belirti ve bulgular, çogu zaman ani kolesterol yükselmesine bagli degildir, uzun süreli kolesterol yüksekliginin damar duvarinda kolesterol birikmesine yol açmasinin sonucudur. Yani kolesterolünüz su andaki degerinin 2-3 katina yükselse ve 3-4 saat yüksek kalsa size bir zarari olmaz. Asil sorun, sizde daha önce uzun süreli kolesterol yüksekligi olmasidir.

Kalbi besleyen damarlarda (koroner arter) kolesterol birikimi, bu damarlarda tikanma ve daralmanin sonucu, gögüs agrisi, kalp krizi ve kalp yetmezligi gibi sorunlara neden olur. Bunlarin sonucu, hasta koroner by-pass ameliyati (cerrahi olarak darligin ortadan kaldirilmasi) veya anjiyoplasti (balonla daralmis koroner arterin genisletilmesi) islemine ihtiyaç duyabilir. Beyini besleyen boyun damarlarinda kolesterol birikimi olmasi, felçlere, konusma bozukluklarina, dengesiz yürümeye, bilinç kaybina yol açar.

Böbrek damarlarinda kolesterol birikimi, yüksek tansiyon ve böbrek yetmezligine yol açabilir. Ana atardamarda (aort) kolesterol birikimi de tehlikelidir. Buradan kopan kolesterol birikintileri, daha küçük damarlari tikayarak çok degisik sorunlara yol açabilirler:

Bagirsagi besleyen damarlari tikayarak bagirsak ölümüne, göz damarlarini tikayarak körlüge, bacak damarlarini tikayarak kangrene yol açabilirler. Kolesterol yüksekligine bagli sorunlar ortaya çiktigi zaman, hasta geç kalmis olabilir; bu nedenle kolesterol yüksekligini önlemek, yükselmisse düsürmek çok önemlidir.

KOLESTROL NEDEN YÜKSELiR
Kanda kolesterol düzeyini etkileyen çok sayida faktör vardir. Bu faktörlerin bazilari önlenebilir niteliktedir. Bunlardan bazilari: Kalitimsal faktörler Yedigimiz gidalar Sismanlik Stres gibi faktörler kolesterolü ve kötü huylu kolesterolü yükseltir. Düzenli egzersiz, iyi huylu kolesterolü yükseltir ve kötü huylu kolesterolü azaltir. 60-65 yasa kadar, yasla birlikte kolesterol düzeyi artar. Kadinlarda, menopozdan sonra kolesterol düzeyi artar.

IYIKOLESTROL
Kolesterol, yagimsi bir maddedir. Normal kosullarda, yag suyun içinde çözünmez. Kolesterol de su özelliklerini tasiyan kanda normal kosullarda çözünmez. Kolesterol, kanda çözünmesi ve tasinmasi için karacigerde bir protein ile birlestirilir. Bu kolesterol ile protein birlesimine lipoprotein adi verilir. Degisik tipte lipoproteinler vardir: LDL (Low Density Lipoprotein, düsük yogunluklu lipoprotein): Kötü huylu kolesteroldür. HDL (High Density Lipoprotein, yüksek yogunluklu lipoprotein): Iyi huylu kolesteroldür. VLDL, IDL ve silomikronlar. Yag metabolizmasi bozuklugu olan hastalarin yaptirdigi diger bir kan incelemesi de trigliserid ölçümüdür. Trigliserid de kolesterol gibi kanda çözünen bir yagdir. Kan trigliserid düzeyi ile arteriyoskleroz arasindaki iliski, kolest
erol kadar belirgin degildir.
KOLESRROLUN YÜKSEK TANSIYONLA ILISKISI

Kolesterol ve yüksek tansiyon arasinda dogrudan bir iliski yoktur. Yani kolesterol yüksekligi yüksek tansiyona, yüksek tansiyon kolesterol yüksekligine yol açmaz. Ancak ikisinin de hedefi ve zarar verdigi yer aynidir: Kan damarlari. Yüksek tansiyon, kan damarindaki basinci yükselterek asinma, yirtilmalara neden olur. Bu durum su borusu içindeki basincin artmasina bagli sorunlara benzetilebilir. Yüksek kolesterol de, damar duvarinda kolesterol birikimine yol açarak damarlarda daralma, tikanmalara yol açar. Yüksek tansiyon ve kolesterol yüksekligi kan damarina digerinin verdigi zararin siddetini arttirir ve ortaya çikmasini çabuklastirir. Bu nedenle, hem kolesterol yüksekligi hem de yüksek tansiyon tedavi edilmelidir.